Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5836 E. 2024/1851 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi, kadının yoksulluğa düşmeyecek olması ve takdir edilen tazminat miktarının makul bulunması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1613 E., 2023/712 K.

DAVA TARİHİ : 27.04.2021 - 07.06.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/268 E., 2022/567 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin öğretmen olduğunu, Mardin'den Ankara'ya tayin olabilmek için evlendiğini, düğün merasimi yapmayı sürekli olarak ertelediğini,hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, evlendikten sonra sebepsiz yere tartışma çıkardığını, boşanmakla tehdit ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, kılık kıyafetine, arkadaşlarına, hal ve tavırlarına karıştığını, bu konuda kısıtladığını, sürekli olarak toplum içerisinde başkalarının duyabileceği bir şekilde bu ne hal, kıçını başını açıyorsun şeklinde konuştuğunu, ailesinin yanına dahi tek başına gitmesine izin vermediğini, arkadaşları ile görüşmesini engellediğini, sürekli olarak sadakatsiz davrandığı ithamlarında bulunduğunu, telefonlarını karıştırdığını, her şeyi kontrol ettiğini, müşterek konutun giderlerine ve ihtiyaçlarına katılmadığını,s en beceremezsin, yaptığın yemekler güzel değil, bir işe yaramıyorsun şeklinde sözler söylediğini, evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, bu nafakanın her yıl TEFE-TÜFE-ÜFE oranında artırılmasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evden gitmesini istediğini söylediği için daha fazla dayanamayarak evden ayrıldığını, ailesi ile çok sık görüştüklerini yükümlülükleri yerine getirmediğini, sosyal medya'da vakit geçirerek erkekle ilgilenmediğini, vakit ayırmadığını, gereksiz yere harcama yaparak ekonomik olarak zor durumda bıraktığını, asabi ve sinirli olduğunu,ailesinin yanında dahi cam bardak alarak vurmaya çalıştığını ağabeyi boşanma davası açması yönünde erkeği tehdit ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin düğün yapmaması sosyal şiddet olarak değerlendirildiği, kadına kıçını başını açıp geziyorsun şeklinde üçüncü şahısların içinde kullandığı aşağılayıcı ifadeler nedeniyle duygusal şiddet uyguladığı, kadının kılık kıyafetine karışarak sosyal şiddet uyguladığı, yine aşırı kıskançlık yaparak kadının arkadaşlarıyla görüşmesini kısıtladığı bu haliyle duygusal şiddet uyguladığı, kılık kıyafet ile ilgili yaşanan bir tartışmada itekleyerek fiziksel şiddet uyguladığı, defol, seni görmek istemiyorum şeklinde ifadeler kullanarak duygusal şiddet uyguladığı; davalı - davacı erkek tanıklarının tarafların evlerine hiç gelmemiş oldukları ve anlatımlarının tarafların evliliklerinin ilk 15 gününde yaşananlara yönelik olduğu, lüks isteklerinin bulunduğuna ilişkin iddiayı destekler nitelikte tarafların evlilik birliğinde alınan herhangi bir malvarlığının varlığının ispatlanamadığı, kadının çalışma saatlerini bilerek evlendiği, evlilik birliğinin her iki tarafa birbirine yardım etme yükümlülüğünü de kapsadığı,erkeğin kendi isteğiyle sömestr tatilinde evden ayrılıp Mersin'e gittiği ve hatta eşyalarını da topladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, yoksulluk nafaka koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat miktarları ile yoksulluk nafaka talebinin reddi yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davaların kabulüne ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının erkek yararına oluştuğunu, kadın yararın tazminat koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tanık beyanlarının bir kısmının soyut, sebep ve saiki açıklanmayan beyanlar olduğu, bir kısım tanık beyanlarının ise evliliğin ilk on beş gününde gerçekleşen olaylara ilişkin olduğu, belirtilen olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu olayların affedildiği veya hoş görü ile karşılandığı, soyut, sebep ve saiki açıklanmayan beyanların ve affedilen veya hoş görü ile karşılanan olayların hükme esas alınamayacağı, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda ı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının atfı kabil kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğu; boşanmaya sebep olan olaylarda kadın kusursuz olduğu, kadının çalıştığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunduğu boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği; boşanma sonucu kadın, en azından diğerinin maddîdesteğini yitireceği, bu kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarının ihlali olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur belirlemesi, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddîve tazminat takdirinin doğru, miktarlarının isabetli olduğu; tam kusurlu erkeğin davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının düşük olduğunu, asgari ücret düzeyinde gelirin yoksulluktan kurmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat miktarları ile yoksulluk nafaka talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı - davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının davasının tüm talepleri ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların reddine ve kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının kadın yararına oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun oluş olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddeleri 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.