Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5838 E. 2024/2095 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi ve hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarına yönelik itiraz.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, davalının temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1341 E., 2023/927 K.

DAVA TARİHİ : 31.10.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Dikili 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/528 E., 2020/237 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davalının yaklaşık 4 senedir ailesinden ayrı yaşadığını ve ailesi ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini,bu nedenle Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/616 E. sayılı dosyasında takdir edilen nafaka miktarının düşük kaldığı için Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/399 E. sayılı dosyası ile nafaka arttırım davası açtıkları, dosyanın derdest olduğunu, davalının alkol aldığını sıkça birahanelere gittiğini,eşi ve çocuklarına saygı ve sevgi göstermediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini,fiziksel şiddet uyguladığını,davalının sitede bekçi olarak çalıştığını, kalan zamanlarında emlakçılık yaptığını, maaşı dışında ek gelirinin olduğunu bu nedenlerle, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacı anneye verilmesine, davacı için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL iştirafak nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 01.06.1994 tarihinde evlendikleri, evliliklerinden iki müşterek çocuklarının bulunduğu, reşit olmayan müşterek çocuk ... G.'nin 14.03.2003 doğumlu olduğu, davacı vekilince davalının müvekkilinden ve ailesinden ayrı yaşadığı, ailesi ile ilgilenmediği, saygı ve sevgiden yoksun tavırlar sergilediği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, müvekkiline şiddet uyguladığı, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığı yönünde kusur isnadında bulunulduğu, tarafların müşterek çocukları olan tanıklar ... G.'nin ve ... G.'nin görgüye dayalı beyanlarıyla davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığının, maddî ve manevî herhangi bir destekte bulunmadığının sabit olduğu, davalının uzun süre önce müşterek konuttan ayrılarak başka bir konutta yaşadığı, Mahkemenin 2015/616 Esas ve 2019/399 Esas sayılı dosyalarından davacı lehine hükmedilen önlem nafakaları hariç olmak üzere davacıya ve müşterek çocuklara maddî destekte bulunmadığı, davacı tanığı ...’nın davalının telefonunda başka kadınlarla fotoğraflarını gördüğünü beyan ettiği, bu beyanı ile davalının davacıya karşı güven sarsıcı davranışlar içinde bulunduğunun kabulü gerektiği, tarafların uzun süredir fiili olarak ayrı yaşadıkları, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum açısından fayda kalmadığı, davalının müşterek konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçınmak, müşterek konuta maddî ve manevî destek olmayarak evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmemek, davacıya fiziksel şiddet uygulamak, güven sarsıcı davranışlar içinde bulunmak suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına tam kusurla sebebiyet verdiği, davacı yana atfedilebilecek bir kusurun varlığının iddia ve ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına; müşterek çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki tesisine, Mahkemenin 2019/399 E. sayılı dosyasında müşterek çocuk ... için hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, aynı Mahkeme kararı ile, davacı için hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere 400,00 TL artırılarak aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 25.000,00 TL maddî ile 20.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin boşanma ve nafaka hükmüne karşı istinaf itirazının bulunmadığını,tarafların maddî durumuna ve hakkaniyete aykırı olarak maddî ve manevî tazminata hükmedildiğini ,davalının ekonomik durumunun iyi olmadığını,davacı tanıkları olan müşterek çocukların etki altında beyanda bulunduklarını,davacının iddialarını ispat edemediğini bu nedenlerle kararın kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talepetmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkeme kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kusur belirlemesi ve davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.