Logo

2. Hukuk Dairesi2023/583 E. 2023/3440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olayların varlığı ve kusur durumu ile ziynet alacağı talebinin tefriki.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, boşanma davalarının reddine ilişkin gerekçesinde değişiklik yapmasına rağmen hüküm kısmında tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermesi suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratması gözetilerek karar, boşanma davaları yönünden bozulmuş, ziynet alacağı talebinin tefrikine ilişkin temyiz itirazları ise reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu kısım yönünden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/593 E., 2022/1042 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/688 E., 2022/99 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının reddine karar verilmiştir..Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, usulüne uygun yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının ve davacı karşı davalı kadının ziynet eşyasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik talebinin tefrikine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin bağımsız ev tutmadığını, çalışmaya zorladığını, ailesi ile görüştürmediğini, hakaret ettiğini, sadakatsiz olduğunu, şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faizi ile 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat ile 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına, ziynet eşyalarının da aynen mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, önceki iddialarına ek olarak davalı karşı davacı erkeğin çalışmadığını, müvekkilini ve ailesini tehdit ettiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadına maddi gücü olmadığını ve askere gideceğini söylemesine rağmen davacı karşı davalı kadının kendisine kaçtığını, davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının başka bir erkekle mesajlaştığını, evi terk ettiğini, abisi ve arkadaşlarının kendisini tehdit ettiğini, abisinin kendisini darp ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faizi ile 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 29.04.2021 tarih ve 2019/527 Esas 2021/287 Karar sayılı kararı ile; tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadıkları, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, tanık beyanlarının çelişkili olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili kendi davasının reddi, ziynet alacağı davası hakkında hüküm kurulmaması, vekalet ücreti ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili kendi davasının reddi, ziynet alacağı davası hakkında hüküm kurulmaması ve vekalet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarih ve 2021/713 Esas 2021/953 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, kısa kararda asıl ve karşı davanın reddi ile kadının ziynet alacağının reddine karar verildiği ve gerekçeli kararda ziynet alacağının reddine ilişkin gerekçe oluşturulduğu halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında ziynet alacağı ile ilgili hüküm kurulmayarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, ayrıca dosya ile bağlantısı olmayan tanık ...'ın beyanın gerekçe bölümüne yazılmasının yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı karşı davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının usulüne uygun şekilde yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadıkları, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, davacı kadın her ne kadar davalı eşinin kendisine şiddet uyguladığı iddiasında bulunmuş ise de, bu hususta dinlenen tanık beyanlarının birbiri ile çelişkili olduğu şöyle ki; davacı tanığı ...`ın davacının son ayrıldığında kendi evine geldiğini, yüzünde kollarında, boynunda morluklar olduğunu ve ellerinde kesikler olduğunu ifade ettiği, davacı kadının babası ...`nın ifadesinde; davacının yüzünde ve ayağında morluklar olduğu beyan ettiği, mahkemece çelişki nedeniyle tekrar sorulduğunda kızının kapalı olduğunu sadece yüzünde ve ayağında morluk olduğunu söylediği, diğer tanığın ifadesinde geçen görünen yerleri olan ellerindeki morluklardan bahsetmediği, ayrıca davacı tanığı ...`nın davacı yiğenini son ayrılıktan bir hafta sonra baba evinde gördüğü, ''görünen yerlerinde ben yara bere izi görmedim" şeklinde beyanda bulunduğu, şiddet hususunda tanık ifadelerinin tarafsız ve esasen görgüye dayalı bir bilgisinin olmaması sebebiyle bu iddialara itibar edilmesi mümkün olmadığı, davalı tanıklarının oğullarının askerden geldikten sonra davacının evden ayrıldığını ve oğlunun tekrardan davacı karısını eve getirdiğini 1 hafta davacı kadının davalı erkek ile aynı evde kaldığını ifade ettikleri, fiziksel şiddet iddiaları konusunda hükme esas alınabilir somut delil bulunmadığı, davalı karşı davacı erkek her ne kadar davacı eşinin sadakatsizliği iddiasında bulunmuş ise de, bu hususta dinlenen tanıkların davalının annesi ve babası olması nedeniyle tarafsız ve esasen görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı, ifadelerinde geçen hususların hayatın olağan akışına aykırı olması sebebiyle bu iddialara itibar edilmesinin mümkün olmadığı, sadakatsizlik iddiaları konusunda hükme esas alınabilir somut delil bulunmadığı, davalı karşı davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davasında; davacı karşı davalı kadının kullandığı telefon hattı ile hayatın olağan akışına aykırı şekilde üçüncü şahıslarla aramalar gerçekleştirilmesi sebebiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği iddia edilmiş ise de; aranan numaraların aidiyet bilgileri, aramaların sıklığı ile süreleri de dikkate alındığında davalı karşı davacı erkeğin karşı dava dilekçesinde kadının aranan numara adına kayıtlı olan kişi ile duygusal ilişkisi olduğu yönündeki iddialarının ispatlanamadığı gözetildiğinde kadına güven sarsıcı davranış sergilemesi kusurunun yüklenmesi de doğru olmadığı, boşanma davasının dayandığı olguların varlığına kanaat getirilemediği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın reddine, davacı karşı davalı kadının ziynet eşyasına yönelik taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı erkek vekili kendi davasının reddi ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili; davalı karşı davacı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığı iddiasının tanık beyanları ile kanıtlandığını, davacı karşı davalı kadının kapalı olduğunu ve morluklar kapansın diye makyaj yaptığını, bu nedenle tanıkların morlukların yerini net bir şekilde bilmesinin mümkün olmadığını, davalı karşı davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasının sosyal medya yazışmaları ile ispat edildiğini, tanıkların tarafların ayrı eve çıkmadıklarını beyan ettiklerini belirterek kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili; davacı karşı davalı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tanıkların beyanlarının hükme esas alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, boşanma davasında tanıkların aile bireyi olmasından daha doğal bir şey olmadığını, davacı kadının ailesinin boşanma konusunda baskı yaptıklarını, kadının abisinin evi basıp müvekkilini ve ailesini tehdit ettiğini, müvekkilini darp ettiğini, boşanma kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca kadın yararına hükmedilen nafakanın da kaldırılması gerektiğini, davacı kadının işe girdiği, erkeğin ise işsiz olduğu, tazminat taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kendi davasının reddi ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2022 tarihli ve 2022/593 Esas, 2022/1042 Karar sayılı kararıyla; tanık beyanları ve dosya kapsamından, davalı karşı davacı erkeğin, kadının başka bir erkek ile yazışmalarını gördükten sonra kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının baba evine gitmesi üzerine aynı gün kadını ortak konuta getirerek bir süre daha birarada yaşamaya devam ettikleri, bu itibarla tarafların birlikte yaşamaya devam ederek karşılıklı kusurlarını affettikleri, affetmeseler bile hoşgörü ile karşılandıkları, tarafların halihazırda fiilen ayrı yaşamalarının da tek başına boşanma sebebi olamayacağı, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı gibi fiili ayrılık da tek başına boşanma nedeni olayacağından kadının ve erkeğin boşanma davalarının reddi usul ve yasaya uygun olup, davacı karşı davalı kadının asıl boşanma davasının; davalı karşı davacı erkeğin karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, boşanma davasının devamı süresince, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, çalışmayan ve herhangi bir geliri bulunmayan kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile her iki tarafın istinaf talebinin esastan reddine, davacı karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı karşı davacı erkek vekili; davacı karşı davalı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tanıkların beyanlarının hükme esas alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, boşanma davasında tanıkların aile bireyi olmasından daha doğal bir şey olmadığını, müvekkilinin kadının gönül ilişkisini öğrendikten sonra birlikte tarafların birlikte yaşamadıklarını, kadının evi terk edip gitmesinin bile başlı başına kusur olduğunu, davacı kadının ailesinin boşanma konusunda baskı yaptıklarını, kadının abisinin evi basıp müvekkilini ve ailesini tehdit ettiğini, müvekkilini darp ettiğini, boşanma kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca kadın yararına hükmedilen nafakanın da kaldırılması gerektiğini, davacı kadının işe girdiği, erkeğin ise işsiz olduğu, tazminat taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kendi davasının reddi ve tedbir nafakasının kaldırılmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili; davalı karşı davacı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığı iddiasının tanık beyanları ile kanıtlandığını, davacı karşı davalı kadının kapalı olduğunu ve morluklar kapansın diye makyaj yaptığını, bu nedenle tanıkların morlukların yerini net bir şekilde bilmesinin mümkün olmadığını, davalı karşı davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasının sosyal medya yazışmaları ile ispat edildiğini, tanıkların tarafların ayrı eve çıkmadıklarını beyan ettiklerini, davalarının, tazminat ve nafaka taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince ziynet eşyalarına ilişkin tefrik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ziynet eşyaları talebinin de kabulünün gerektiğini belirterek kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağına ilişkin talebini tefrik edilmesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının reddinin doğru olup olmadığı, davacı karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağı talebine yönelik tefrik kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi

3. Değerlendirme

1.Davacı karşı davalı kadının Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağına ilişkin tefrik kararına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;

Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Taraf vekillerinin boşanma davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

İlk Derece Mahkemesi, davacı karşı davalı kadın ve davalı karşı davacı erkek tarafından açılan karşılıklı boşanma davalarının, her iki tarafın da davalarını ispatlayamamaları nedeni ile reddine karar vermiş, taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi ise tarafların bir takım kusurlu davranışlarından sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu şekilde karşılıklı kusurlarını affettikleri, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi olamayacağı gerekçesi ile karşılıklı açılan boşanma davalarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu kabul etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince karşılıklı açılan boşanma davalarının reddine ilişkin gerekçede değişiklik yapıldığı halde kararın hüküm kısmında tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davaları yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2. Davacı karşı davalı kadının Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağına ilişkin tefrik kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.