Logo

2. Hukuk Dairesi2023/584 E. 2023/3170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, ayrıca ziynet alacağının iadesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri dikkate alınarak usul ve yasaya uygun bulunan karar, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen bozma nedenleri bulunmadığından onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/275 E., 2022/1093 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/240 E., 2021/747 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç yönetmeliğinin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun'un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailenin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar hakkında 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kabul edilen ziynet alacağı davasında alacak miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki, davacı kadının tüm itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 6 ay önce evlendiklerini, davalının müvekkiline zorla sahip olmaya çalıştığını, üstünde sadece atleti olan fotoğrafını müvekkilinin ailesine rızası olmadan gönderdiğini, müvekkilini ve ailesini sürekli tehdit ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilecek nafakaya yıllık TEFE veya TÜFE oranında artırım yapılmasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline takılan 22 ayar 20 çeyrekli çift zincirli bilekliğin maddî değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde özetle; davacı ile resmi nikahla evlendiklerini, kadının annesi ve bir kısım yakınlarının ...'den ev alınmaması halinde kadının barışmayacağı, hakkında tecavüz iddiasında bulunacakları, boşanma ve tazminat davası açacaklar gibi tehditlerde bulunduklarını davacı ile birbirlerini sevdiklerini ve boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı yanın davacı yanın davalının kendisine gönderdiği, başkası ile paylaşmasını istemediği, davalının kendisinde kalması için gönderilen fotoğraflarını davacı kadının ailesine göndermek sureti ile evlilik biriliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, her ne kadar davalı yanın davacıya yönelik cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilmiş ise de, davacının cinsel saldırı yönününden iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL manevî tazminata, maddî tazminat talebinin reddine, ziynet eşyaları yönünden davacı yanın talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen maddî tazminat, manevî tazminat ile nafaka miktarı ve reddedilen ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçelerinde özetle; kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe yüklenen kusurlar yanında davacının dava dilekçesinde yer alan iddiası, iddiayı doğrulayan tanık beyanı ve ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/1130 E., 2022/34 K. sayılı ceza dosyasında yapılan yargılama sonunda davalı erkeğin, eşini ve eşinin abisini tehdit ettiği gerekçesiyle ceza aldığı hususları dikkate alındığında bu vakıanın da kusur olarak yüklenmesi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadının boşanma sonucunda en azından erkeğin maddî desteğini yitireceği, mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği dikkate alınarak kadının maddî tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat miktarının az olduğu, tarafların evli kaldığı süre ve sosyal ekonomik durumları dikkate alınarak yoksulluk nafakasının toptan ödenmesinin uygun olacağı, davacı tanık beyanlarına göre kadına takılan çift zincir 22 ayar 20 adet çeyrekten oluşan bilekliğin bozuk olduğu söylenerek davalı tarafından geri alındığı ve kadına iade edilmediği anlaşılmakla kadının ziynet alacağı davasının kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile; kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kararın kusura ilişkin gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda eşini ve eşinin ailesini tehdit eden, eşinin fotoğraflarını rızası dışında eşinin ailesine gönderen davalı erkeğin tam kusurlu sayılmasına, tarafların yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilgili bendin kaldırılmasına, yerine "Davacı kadın yararına dava tarihinden hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere toptan 12.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, kadına maddi tazminat verilmesinin yasal koşulları oluştuğundan ve hükmedilen manevi tazminat miktarının da tarafların kusurları, ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu gerekçesiyle, davacı kadının tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının ziynet alacağına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne, 17.225.00 TL değerinde olan 22 ayar 20 çeyrekli çift bilekliğin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; dosyada erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edildiği halde hükmolunan tazminatların az olduğu, aylık 350,00TL nafakanın ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğu, boşanma dışındaki kararın tümü yönünden temyiz talebinde bulunduğunu belirterek; kararı kusur belirlemesi yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada boşanmayı gerektirecek hiç bir kusurun ispat edilemediğini, kadına ait fotoğrafları göndermesinin art niyetli olmadığını, kadının aile baskısı ile boşanmak istediğini, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmolunmasının hatalı olduğunu, maddî durumunun kötü olması nedeni ile ödeyemeyeceği, ziynetlerin kadının yanında olup davanın reddi gerektiğini belirterek; her iki dava yönünden de adli yardım talebi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına nafaka ve tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin, davacının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.