"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/183 E., 2022/1031 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/372 E., 2021/715 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraf davacı-karşı davalı ... ve vekili gelmediler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel, duygusal, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu, kadına ait ziynetlerin erkek tarafından alındığını, arazi ve traktör alındığını ve iade edilmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğini sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, 2.500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davasının kabulü ile dava konusu ziynetlerin aynen iadesini, mümkün olmaması halinde ise bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili 08.10.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporu içeriği dikkate alınarak ziynet alacağı davasının aynen, mümkün olmadığı takdirde 61.470,00 TL bedel üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, ziynetlerin erkek tarafından alınmadığını, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin kendi birikimleri olan ziynetlerin ve paranın erkeğe aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, cimri olduğu, kadının ise hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetini anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL iştirak nafakası, kadının düzenli ve sürekli geliri olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından adın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 17.500,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise dinlenen tanık beyanlarına göre; erkeğin ziynetleri bozdurarak kardeşlerinin üzerine arsa aldığı ve ziynetleri kadına iade etmediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kabulü ile 1 adet 22 ayar 40 gram fantezi bilezik, 2 adet 22 ayar 15'er gram bilezik, 1 adet 22 ayar 10 gram hediyelik bilezik, 1 adet 22 ayar 60 gram set, 3 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ise toplam 61.470,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin asıl dava tarihi olan 14.08.2020, 60.470.00 TL'nin ıslah tarihi olan 08.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, erkek tarafından ziynet alacağı talebi hususunda usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, tazminatların ve nafakaların miktarlarının ise çok az olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadının tanıklarının beyanlarının hükme esas alınamayacağı, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkek yarına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı olduğu, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki, ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin, hakaret ettiği, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise hakaret ettiği, gerçekleşen bu durum karşısında kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğunun kabulü ile her iki davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, dosya kapsamı, alınan sosyal inceleme raporu ve ortak çocuğun üstün yararı dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminatın koşulları oluştuğu ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise somut olayda; kadın dava dilekçesinde, düğünde takılan ziynetlerin erkek tarafından bozdurularak arazi ve motor alındığını ileri sürerek ziynetlerin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmazsa 1.000,00 TL ziynet bedelinin erkekten tahsiline, bilahare sunduğu 08.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 61.470,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, erkek ise; ziynetlerin kadının uhdesinde olduğunu savunmuştur. İddianın ileri sürülüş şekline göre; ispat külfetinin kadın üzerinde olduğu, ispat külfeti üzerinde olan kadın ziynetlerin erkek tarafından bozdurularak arazi alındığını tanık beyanları ile ispat etiği, erkek ise ziynetleri iade edilmemek üzere alındığını, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispat edemediği, bu durumda, kadın tarafından varlığı ve erkek tarafından elinden alındığı ispat edilen 1 adet 22 ayar 40 gram fantezi bilezik (16.920,00 TL), 2 adet 22 ayar 15'er gram bilezik (12.690,00 TL), 1 adet 22 ayar 10 gram hediyelik bilezik (4.230,00 TL), 1 adet 22 ayar 40 gram set (16.920,00 TL) ve 3 adet çeyrek altın yönünden davanın kabulü gerekirken, kadın tarafından talep edilen set 40 gram olmasına rağmen talep aşılarak setin 60 gram üzeriden değerlendirilmesi, yine kadının ziynet alacağı yönünden faiz talebi bulunmadığı halde, talep aşılarak ziynet bedeli yönünden faize hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminat, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile; 1 adet 22 ayar 40 gram fantezi bilezik (16.920,00 TL), 2 adet 22 ayar 15'er gram bilezik (12.690,00 TL), 1 adet 22 ayar 10 gram hediyelik bilezik ( 4.230,00 TL ), 1 adet 22 ayar 40 gram set ( 16.920,00 TL ), 3 adet çeyrek altının ( 2.250,00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 53.010,00 TL ziynet bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet, ziynet alacağı davası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının tanıklarının beyanlarının hükme esas alınıp alınmayacağı, İlk Derece Mahkemesince aynen iadesine karar verilen ziynetlerin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki altın kuru üzerinden hesaplama değerinin 2022 yılı temyiz kesinlik sınırının üstünde kaldığı anlaşılmakla ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un 1 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 179 uncu maddesi, 182 inci maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, 285 inci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.