Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5865 E. 2024/4386 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tam kusurlu bulunan erkeğe yüklenen maddi ve manevi tazminat miktarının azlığına dair itiraz.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gözetilerek, hakkaniyet ilkesi gereğince maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle Yargıtay, yerel mahkeme kararını kadın yararına bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2107 E., 2023/548 K.

KARAR : Kararın kısmen kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/94 E., 2022/230 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının 2005 yılında evden kaçan ortak çocuklarını aramak maksadıyla evden ayrıldığını, erkeğin hastalığında onunla ilgilenmediğini, tarafların ayrı yaşadıklarını, erkek tarafından Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/175 Esas, 2010/250 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, Yargıtay aşamasından geçerek 06.06.2012 tarihinde kesinleştiğini, gerek kararın kesinleşmesinden önce gerek de sonra tarafların bir araya gelmediğini, yaklaşık 12 yıldır ortak hayatın yeniden kurulamadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/175 Esas, 2010/250 Karar sayılı dosyasında incelenerek davanın reddedildiğini, erkeğin kadını annesi ile birlikte evden kovduğunu, kadına küfür ve hakaret ettiğini, alkol alarak kadını ve ortak çocuklar dövdüğünü, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/357 Esas, 2005/745 Karar sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açtığını, işbu dosyada kadının ayrı yaşamakta haklı bulunduğunu, mahkeme tarafından takdir edilen nafakaları erkeğin ödemediğini, ortak çocukların 2005 yılından beri anneleri ile kaldığını, erkeğin ortak çocuklar ile ilgilenmediğini, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu ileri sürerek daha önce Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/360 E., 2012/99 K. sayılı ilamında ortak çocuklar ... yararına aylık 200,00 TL, ... yararına aylık 150,00 TL TL olarak takdir edilen nafakaların ... yararına aylık 400,00 TL'ye, ... yararına ise aylık 300,00 TL'ye çıkarılmasına, nafakaların iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına ise aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten tahsiline, nafakalara her yıl ÜFE oranında artırım uygulanmasına, yine kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2019 tarih ve 2017/238 Esas, 2019/37 Karar sayılı kararı ile; Uzunköprü 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2009/175 Esas, 2010/250 Karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası açıldığı, erkeğin aşırı derecede alkol aldığı, çocuklarına ve eşine kötü davrandığı, hakaret ettiği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, çevreye borçlanması nedeni ile maaşına haciz konulduğu, başka kadınlar ile ilişkisi olduğu kuşkusunu yaratacak güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, erkeğin, kadını ortak çocukları ile birlikte evden kovduğu bu tarihten sonra da tarafların bir araya gelmedikleri, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle erkek tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 06.06.2012 tarihinde kesinleştiği, ret ile sonuçlananan boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra da erkeğin güven sarsıcı ve kusurlu eylemlerinin devam ettiği, eylemli ayrılık döneminde davalı kadına atfedilecek kusurun bulunmadığı, boşamaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın anne yanında kalması ve sosyal inceleme raporundaki tespitler uyarınca velayetinin anneye bırakılmasına, baba ile ... arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ...'ın reşit olması nedeniyle velayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının asgari ücretle çalışmış olmasının onu yoksulluktan kurtarmayacağı gerekçesiyle kadın yararına Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/360 Esas, 2012/99 Karar sayılı kararıyla kadın yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının artırılması talebinin reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren kadın yararına aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, aynı mahkeme hükmü ile ortak çocuklardan ... yararına hükmedilen 150,00 TL tedbir nafakasının 250,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ödenmesine, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının ise 300,00 TL'ye çıkartılmasına, ...'nın reşit olması nedeniyle iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden; davalı kadın vekilinin ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 28.01.2022 tarih ve 2020/1273 Esas, 2022/109 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı kadına dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olması nedeniyle dava dilekçesinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edildiği, oysa tebligatın usulüne uygun olduğu ancak kadın tarafından farklı bir adreste oturduğu ve tebligatın üzerinde yazan isimde bir komşusunun olmadığının ileri sürüldüğü, bu haliyle kadının iddialarının araştırılarak tebligatın akıbeti hakkında karar verilmesi ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince değinilen araştırmanın yapılması sonrasında kadına yapılan tebligatın usulsüz olduğu, kadının beyanına itibar edilmesi gerektiği, Uzunköprü 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2009/175 Esas, 2010/250 Karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası açıldığı, erkeğin aşırı derecede alkol aldığı, çocuklarına ve eşine kötü davrandığı, hakaret ettiği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, çevreye borçlanması nedeni ile maaşına haciz konulduğu, başka kadınlar ile ilişkisi olduğu kuşkusunu yaratacak güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, erkeğin, kadını ortak çocukları ile birlikte evden kovduğu bu tarihten sonrada tarafların bir araya gelmedikleri, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle erkek tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 06.06.2012 tarihinde kesinleştiği, ret ile sonuçlananan boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra da erkeğin güven sarsıcı ve kusurlu eylemlerinin devam ettiği, eylemli ayrılık döneminde davalı kadına atfedilecek kusurun bulunmadığı, boşamaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın anne yanında kalması ve sosyal inceleme raporundaki tespitler uyarınca velayetinin anneye bırakılmasına, baba ile ... arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ...'ın reşit olması nedeniyle velayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının asgari ücretle çalışmış olmasının onu yoksulluktan kurtarmayacağı gerekçesiyle kadın yararına Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/360 Esas, 2012/99 Karar sayılı kararıyla kadın yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 350,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren kadın yararına aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, aynı mahkeme hükmü ile ortak çocuklardan ... yararına hükmedilen 150,00 TL tedbir nafakasının 350,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ödenmesine, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının ise 450,00 TL'ye çıkartılmasına, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına, ...'nın reşit olması nedeniyle iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, hükmedilen maddi ve manevî tazminat ile nafakalar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddi ve manevî tazminatlar ve bunların miktarları yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2023 tarihli ve 2022/2107 Esas, 2023/548 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma sonucunda kadının cevap dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin isabetli olduğu, dosya kapsamı itibariyle erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına ilişkin şartların gerçekleştiği, ortak çocuk ...'ın 29.12.2022 tarihi itibariyle ergin olduğu, iştirak nafakasına ergin olduğu tarihe kadar hükmedilmesi gerektiği, iştirak nafakası talebinin ise konusuz kaldığı, kadının düzenli ve sürekli bir işe sahip olduğu, asgari ücret düzeyinde ücret aldığı, yoksulluğa düşme koşullarının gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının ise tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur derecelerine nazaran az olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusu ile davalı kadının maddi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararın bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle ortak çocuk ... yararına dava tarihinden itibaren başlamak ve ergin olduğu tarihe kadar devam etmek üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 40.000,00 TL maddi tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin maddi durumunun yerinde olmadığını, emekli maaşıyla geçinmeye çalışırken fahiş miktarda tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadın yararına hükmedilen maddi ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin 2015 yılından sonra kadına ve çocuklara bakmadığını, onlara para göndermediğini, kadının çocuklarına bakmak için çalışmak zorunda kaldığını, asgari ücret aldığını, ortak çocuk ...'ın anne yanında kalıyor olmasına rağmen lehine hükmedilen tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi şeklinde kurulan hükmün hatalı olduğunu, her iki ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, nafakaya ÜFE oranında artış yapılması gerekirken bu konuda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının düşük kaldığını, feri talepleri kabul edilmesine rağmen kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın yoksulluk nafakasının reddi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı ile tedbir nafakasına ÜFE oranında artış uygulanmamış olması, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevî tazminatlar ile vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunan erkek aleyhine maddi ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olup olmadığı, doğru ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir taraflarının miktarının uygun olup olmadığı, tedbir nafakasına ÜFE oranında artırım uygulanmamasının hatalı olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakasına ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ile kadın yararına vekalet ücretine hükmedilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu madesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 1 inci maddesinin a bendinde ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının davacı erkekten alınıp davalı kadına ödenmesine karar verilmiş olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (2) nci paragrafta belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.