Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5872 E. 2024/3912 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin ve hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin niteliğine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/839 E., 2023/716 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/59 E., 2022/193 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe haber vermeyerek sebepsiz yere evden ayrıldığını, annesine hakaret ettiğini, dışarıda çok vakit geçirdiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, gereksiz maddî taleplerde bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar evlenmeden önce erkeğin ayrı ev vaadinde bulunduğunu ancak evlendikten sonra bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin bakıma muhtaç annesinin hizmet, temizlik ve hemşirelik sorumluluğunu kadına bıraktığını, erkeğin annesi öldükten sonra erkeğin ailesinin kadını istemediğini, kadının 2017 yılında Özbekistan'a aile ziyaretine gittiğini, erkeğin de geleceğini söylediğini ancak kadının telefon ve mesajlarına cevap vermediğini, kadını maddî olarak zora sokarak Türkiye'ye dönüşünü engellediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin yatalak annesine ölene kadar baktığı, erkeğin annesine kötü sözleri olduğu, erkeğin annesi öldükten sonra cenazede gerginlik çıkmasına neden olduğu bu olaylardan sonra tarafların bir müddet ayrı yaşadıkları, kadının boşanma davası açtığı ancak tarafların barışmaları nedeniyle kadının davadan feragat ettiği bu nedenle söz konusu olayların af kapsamında kaldığı, bir müddet tarafların bir arada yaşadıkları en son olayın ise kadının, eşinden maddî taleplerde bulunması nedeniyle tarafların tartıştığı, kadının taleplerin yerine gelmemesi nedeniyle evden ayrıldığı, her ne kadar kadın tanığı Shemsat kadının evden kovulduğunu beyan etmişse de, bu beyanın görgüye dayalı olmadığı, yine tanık İsmail'in görgüye dayalı beyanından kadının evden ayrıldığının sabit olduğu, buna karşılık erkeğin de eşiyle barışmak istediğini söyleyip eşi beklediği halde bir daha aramadığı, eşine maddî yardımda bulunmadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir nafakası ile yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile bunların miktarları yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlu davranışların dosya kapsamında gerçekleştiği, tarafların eşit kusurlu olduklarına dair yapılan belirlemenin isabetli olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve tedbir nafakasının miktarı isabetli ise de kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin annesine ölünceye kadar baktığını, erkeğin annesi öldükten sonra erkek ve erkeğin çocukları tarafından evden kovulduğunu, maddi olarak zor duruma soktuğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadının tazminat taleplerinin reddine ilişkin verilen kararın hukuka uygun olup olmadığı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığ noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.