Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5897 E. 2024/5697 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, delillerin değerlendirilmesi ve tazminat miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/213 E., 2023/586 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/186 E., 2021/953 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının evlilikten beklenen hiç bir sorumluluğu yerine getirmediğini, davalı-davacının gösterişli bir düğün istemesinden dolayı 2 adet kredi çektiklerini, dedesine ait bir tarlayı satmak zorunda kaldığını, akabinde Gaziantep'te oldukça masraflı ve güzel bir düğün yaptıklarını, düğünden sonra bozdurdukları altınlar ile balayına gittiklerini, tarafların son bir kaç yıldır ortak çocuklarının doğumundan bu yana cinsel yaşamlarının bittiğini, davalı-davacının türlü bahaneler ile yataklarını ayırdığını, davalı-davacının 11.03.2020 tarihinden sonra net bir tavır takınarak "ben gideceğim" dediğini, davalı-davacının evden ayrılırken müvekkilininin babası ve apartman görevlisi yanlarındayken ortada hiç bir sebep yokken "beni evden kovuyorlar" diyerek ortalığı ayağa kaldırdığını, davalı-davacının sürekli evi terk ettiğini, maddîyat açısından sürekli problemler çıkarttığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı tarafın kumar oynadığını ve evlilik birliği boyunca bu alışkanlığından vazgeçmediğini, evlilik birliği içinde davacı-davalı tarafın müvekkilini sürekli olarak arkadaşlarından ve ailesinden borç istemeye zorladığını, bu yöntem ile bir yere varamayacaklarını anlayan müvekkilinin borçlanmak istememesi karşısında 08.04.2019 tarihinde hakaretlere ve şiddete maruz kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı-davalı erkeğin davalı-davacı kadını ailesinden borç istemeye zorladığı, düzenli bir işte çalışarak evin geçimini sağlamadığı, davalı-davacı kadının ise; evi terk ederek ortak yaşamdan kaçındığı, davacı-davalıyı sevmediğini, istemediğini söylediği, tüm bu nedenlerle tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının davalı-davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, davalı-davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talepler ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin sürekli borçlandığını belirterek davacı-davalı erkeğin asıl boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve kadın yönünden gerçekleştiği anlaşılan erkek yönünden ise istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışların yanında, davacı-davalı erkeğin ayrıca, yüksek risk barındıran ve bazı hallerde ana paranın tamamının kaybedilmesine neden olan kaldıraçlı borsa işlemleri (FOREX) yaptığı, bu sebeple para kaybettiği ve böylece ailesinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşmesine neden olduğu, gerçekleşen bu duruma göre; evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu kusura ilişkin gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği,

Davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; tazminat isteklerinin bu sebeple reddedilmesi doğru bulunmadığından, 40.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, sair istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, yerel mahkemenin kararında manevî tazminatın dayanağı ve kadın eşin kişilik haklarının ne sebeple zedelendiğinin somutlaştırılmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın eşin kusurlu olduğundan maddî tazminat kararının hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 4 üncü 166ıncı maddesi,174üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.