"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/340 E., 2023/717 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1139 E., 2021/932 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; kadının maddî, manevî, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kaldığını, erkeğin kadını çocuğu göstermemekle tehdit edip aşağıladığını, sürekli eleştirdiğini, evin hizmetçisi olarak gördüğünü, eve para getirmeyip kadının çalışmasına izin vermediğini, evin maddî sorumluluğunu üstlenmediğini, sürekli borç yaptığını, eşinin ve çocuğunun hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, kadının tüm altınlarını ve evdeki koltuk takımını sattığını, kadına saygı duymadığını, hakaretler ettiğini, sevmediğini söylediğini, evlilik süresince cinsel şiddet uyguladığını, her ortamda her ayrıntısı ile cinsel ilişkilerini anlattığını, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, evlilik süresince sürekli sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, 05.08.2019 tarihinde kadının hastalandığını bu nedenle erkek işten geldiğinde karşılayamadığını, erkeğin sözlü ve fiziksel saldırısına uğradığını, kadını evden kovduğunu, kadının ailesini arayarak "kızınızı boşayacağım, gelin alın" dediğini, ortak çocuğun erkeğin alıp götürdüğünü, bir daha kadın ile görüşmesine izin vermediğini, erkeğin bir kaç gün sonra boşanmak istemediğini söylemeye başladığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadını sevdiğini ve boşanmak istemediğini, kadının akşam üstü uyanma alışkanlığının olduğunu, 05.08.2019 tarihinde de erkeğin işten çıkıp eve geldiğinde kadının uyuyor olduğunu, ortak çocuğun halen kahvaltı yapmamış olduğunu, 12 saattir bir şey yemeyen çocuk için kadını uyandırdığını, tartışma yaşandığını, bu durumu kadının ailesine telefon ederek anlattığını, kadının ailesi ertesi gün ortak konuta geldiğinde erkeğin "bu iş çözülmezse, sonumuz boşanmak" dediğini, erkeğin amacının annenin çocuğa karşı sorumluluğunu alması olduğunu, kadının erkeğin annesinin evine gittiğini, ortak çocuğun annesinin yanına gitmek istemediğini, kadının da ortak çocuğu almaya gelmediğini, sadece bir kaç kez kızını aradığını, son 24 gün boyunca da aramadığını, erkeğin kadın ile telefonda görüşmesine kadının ailesinin izin vermediğini, kadının annesinin erkeğe hakaret ettiğini, ailesi tarafından tehdit edildiğini, kadının evine, eşine ve ortak çocuğa bakmadığını, erkeğin kadını sevdiğini, kızının annesi ile bir arada büyümesini istediğini belerterek davanın reddine, boşanma halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evde temizlik ve yemek yapmadığı, ortak çocuğun beslenmesi ile ilgilenmediği; erkeğin ise kadına fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, evden kovduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurun kaldırılması ve ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi gerektiğini, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğunu belirterek kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, erkeğin neden ağır kusurlu bulunduğunun açıklanmadığını, sorumluluklarını yerine getirmeyen kadının kusurlu olduğunu, fiziksel şiddete ilişkin tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, evlilik birliğinin devam ettirememekte tarafların eşit kusurlu olduğunun açık olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kadının alışveriş merkezinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, asgari ücret aldığını, nafakanın kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen kusurlar dosya kapmasına göre sabit ise de erkeğin cevap, ikinci cevap ve istinaf dilekçelerindeki açıklamaları, ön inceleme duruşmadaki beyanı ve bunları doğrulayan tanık ifadeler değerlendirildiğinde, erkeğin kadının tüm kusurlu davranışlarını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle kadına kusur yüklenemeyeceği, erkeğin tam kusurlu olduğu, kusur durumu, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına yalık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 45.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarına ek olarak kadını affettiğini belirtmediğini, sadece evlilik birliğinin sonlanmaması için çaba sarf ettiğini, tam kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.