"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/746 E., 2023/503 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/349 E., 2022/134 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Kanunu'nun öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, kusur belirlemesi, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin olarak verilen hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı erkek tarafından, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkeğin ise reddedilen yön dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği ve ortak çocukların üstün yararları dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 225,00 TL tedbir nafakası, 225,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 225,00 TL tedbir nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun birbirine denk olduğu ve kadın yararına yoksulluk nafakası şartları gerçekleşmediği dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminat, kadının mevcut veya beklenen bir zararının olduğu ispat edilemediğinden maddî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında tanık deliline dayanılmadığı, erkeğin tanıklarının dinlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, kadının kimlikte isminin değiştirildiği, gizlilik kararı alındığı, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarlarının ise çok az olduğu belirtilerek; maddî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarları ile kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı ve kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına maddî tazminat takdir edilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının ise hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında az olduğu, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olduğu ancak alınan sosyal inceleme raporu içeriği, dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında ortak çocukların babaları ile kişisel ilişki kurmak istemediği, babaya olan güvenlerinin sarsıldığı, babaları ile aralarında kişisel ilişki kurulmasının üstün yararlarına olmayacağı dikkate alındığında yatılı ilişki tesisinin hatalı olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.02.2022 tarih, 2021/210 Esas, 2021/315 Karar sayılı kararı ile davacı kadının isim bilgisi ".." iken "..." olarak değiştirildiği, bu bilginin karar tarihinden önce nüfusa işlendiği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27 nci maddesi uyarınca hükmün isim kısmına ilişkin kısımlarının düzeltilmesi gerektiği belirtilerek; davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, kadın yararına aylık 225,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 225,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatlar yönünden hatalı olduğu, kusur durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu belirtilerek; tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, kişisel ilişki kurulmamasının ise hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî tazminat, manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkeğin kusur belirlemesi, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik temyiz delikçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Aşağıdaki yazılı temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.