"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1741 E., 2022/1254 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/227 E., 2019/285 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... erkeğin davasının reddine, davalı-davacı kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle;kadının müvekkilini aşağıladığını müvekkilinin para kazanmadığı için küçük gördüğünü, hakaret ettiğini, saldırdığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 20.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin Azerbaycan'da çalıştığını, ilk zamanlar iyiyken sonradan aramalaranının seyrekleştiğini 2012 yılında davacı ile hiç iletişim kalmadığını, erkeğin eve geldiğinde hiç konuşmadığını küs gibi davrandığını, müvekkiline boşanmak istediğini söylediğini ve müşterek konutu satmak istediğini söylediğini, davacının müvekkile ve müşterek çocukların geçimiyle ilgili hiç para göndermediğini belirterek karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, çocuk için aylık 1.000,00 TL, kadın için aylık 750,00 TL olmak üzere tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin 2005 yılında çalışmak için Azerbaycan’a gittiği, önceleri senede bir iki defa Türkiye’ye geldiği, eşi ve çocuklarının geçimi için para gönderdiği, zamanla aramalarının seyrekleştiği, hatta son zamanlarda ailesini hiç aramaz olduğu, eşine ve çocuklarına hiç para göndermediği, 2012 yılında İstanbul’a geldiğinde eşine ve çocuklarına küs gibi davrandığı, onlarla pek konuşmadığı, sabahtan akşama kadar elinde telefonla parkta oturduğu, müşterek konutu satmak ve boşanmak istediğini söylediği, erkeğin son bir yıldır Türkiye’de yaşadığı buna rağmen eşini ve çocuklarını arayıp sormadığı,erkeğin bu davranışlarının güven sarsıcı, duygusal ve ekonomik şiddete yönelik davranışlar olduğu, evlilik birliğinin taraflara yüklediği birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için 400,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının sigortalı olarak çalıştığı tespit edildiğinden boşanma neticesinde yoksulluğa düşecek olma şartı gerçekleşmediğinden yoksulluk nafakası talebinin reddine,kadın yararına 15.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlarının ispatlandığı, kendi davasının reddi ile kadının davasının kabulünün hatalı olduğu, iştirak nafakasının fahiş olduğu, kendi manevi tazminat talebinin kabulü kadının manevi tazminat talebinin reddi gerektiği
gerekçeleri ile her iki dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanma tarihinden çok önce erkek tarafından yoksulluğa düşürüldüğünü, çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile manevi tazminatın az olduğu gerekçeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi ile iştirak nafakası ve manevi tazminatın miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeği başkalarının yanında da olmak üzere sürekli aşağıladığı, rencide ettiği, ekonomik açıdan başkaları ile kıyasladığı, küçümsediği, erkeğin ise, 2012 yılında son kez eve geldiğinde eşi ve çocukları ile konuşmadığı, yemek yemediği, bir hafta boyunca parkta oturup sürekli olarak telefonla konuşup mesajlaştığı, bir hafta sonra evden ayrılıp gittiği, 2012 yılından itibaren eşi ve çocukları ile irtibatını kestiği, para göndermediği, davalı-davacının ameliyatları sırasında arayıp sormadığı, destekte bulunmadığı, müşterek çocuklar ile maddi ve manevi olarak ilgilenmediği, ilgilenmeyeceğini ima ederek "beni öldü bilin" şeklinde konuştuğu, çocukların özel günleri ile ilgilenmediği, başka bir kadınla birliktelik yaşadığı anlaşılmış olup boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, asıl davada kadının kusurlu davranışları kanıtlanmış olmasına rağmen asıl davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu, ortak çocuk 22.01.2003 doğumlu Besey ...'un 22.01.2021 tarihi itibariyle ergin olduğu, iştirak nafakasının konusuz kaldığı, karşı davanın kabulünün doğru olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kadının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine manevi tazminata hükmedilmesinde yanlışlık yok ise de, hükmedilen manevi tazminatın miktarı az olduğu, yine, boşanmanın fer'i niteliğinde olan manevi tazminat alacağı ancak boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale gelecek olmasına rağmen faize, karar tarihinden itibaren hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçesi ile, tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, erkeğin asıl davanın reddi ile ortak çocuk için verilen tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Besey ... için dava tarihinden başlamak, ortak çocuğun ergin olduğu 22.01.2022 tarihine kadar devam etmek ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, iştirak nafakası hakkında konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 25.000,00 TL manevi tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; müvekkilin erkek aleyhine İstanbul 16. Aile Mahkemesinin 2022/1419 Esas sayılı dosyası ile zina davası açtığını, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile asıl davanın kabulü ve buna bağlı olarak müvekkilin masraf ve vekalet ücreti ödemesine ilişkin kararların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, bu davada yargılama gideri ve vekâlet ücretinin doğru olup olmadığı, henüz boşanma hükmü kesinleşmeden açılan bir başka boşanma davasının bu dava ile birleştirilmesinde hukuki yarar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Aynı yer mahkemesinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası). Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Tarafların karşılıklı açmış olduğu iş bu boşanma davasına ilişkin dosyada temyiz süresi henüz dolmadan ve boşanma hükmü kesinleşmeden önce davalı-davacı kadın tarafından İstanbul 16. Aile Mahkemesinin 2022/1419 Esas sayılı dosyası ile başka bir nedene dayalı boşanma davası açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı-davacı kadın tarafından açılan davanın, taraflarca açılmış olan iş bu davalar ile birleştirilerek, davaların esası hakkında birlikte hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.