"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/639 E., 2022/1672 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin evliliğin ilk zamanlarından itibaren müvekkiline karşı kötü davranışlarının zamanla müvekkili için katlanılmaz bir hal aldığını, müvekkilinin evlilik süresince sürekli çalıştığını, eşinin ise birgün dahi sigorta kaydının bulunmadığını, müvekkiline fiziki, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocuğa dahi küfrettiğini ve dövdüğünü, en son olayda yine müvekkiline küfür ve hakaret edip darp ettiğinde ortak çocuğun araya girip sonra polis çağırdığını, bu olaydan sonra tarafların bir araya gelmediğini, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde;kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, müvekkilinin evlilik boyunca sadakat ve evlilikten doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aralarındaki sorunun kadının kardeşi ve düğününden kaynaklandığını, kadının evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini beyanla, kadının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili ve çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 500,00 TL tedbir ve yoksullluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, ortak evde bulunan 13.000,00 TL para, 28.000.00 TL değerindeki üç adet bilezik ve mal kaçırmak amacıyla satılan 2015 model, yaklaşık 65.000.00 TL değerindeki araçtan müvekkilinin payının kadından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek, 25.03.2019 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu davada boşanma talebinden ve üç adet bilezikten olan alacağından vazgeçtiğini bildirmiştir.
3.Davalı-davacı erkek 16.05.2019 tarihli duruşmada, davasında boşanma talebinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine karşı dönem dönem şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, yılın iki, üç ayı çalıştığı, geri kalan bölümünde çalışmadığı, ortak çocuğu da çalışmaya zorlayarak evden kovduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, evlilik birliğinin kadının kardeşi ile yaşanan sorunlar nedeniyle bu noktaya geldiğini, kadın tanıklarının yakınları olduğunu ve beyanlarının objektif olmadığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kadının davasının kabulü, boşanma, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat ve iştirak nafakası kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından açılan ve feragat edilen dava konusunda Mahkemece hüküm kurulmamış ise de, taraflarca bu hususta istinaf başvurusunda bulunulmadığından eleştirilmekle yetinildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, Mahkemenin kabulünde olduğu üzere eşine şiddet uygulayan, hakaret eden, yılın iki, üç ayı çalışan geri kalan bölümünde çalışmayan, çocuğunu da çalışmaya zorlayarak evden kovan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun ispatlanamamış olduğu, ortak çocuğun fiili olarak anne yanında kalması dikkate alınarak, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun giderlerine katkıda bulunması gerektiği, boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, buna göre, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ve hakkaniyet ilkesi gereğince iştirak nafakası ile manevî tazminat miktarının makul olduğu gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, evlilik birliğinin kadının kardeşi ile yaşanan sorunlar nedeniyle bu noktaya geldiğini, kadın tanıklarının yakınları olduğunu ve beyanlarının objektif olmadığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kadının davasının kabulü, boşanma, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat ve iştirak nafakası kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, kadın lehine manevî tazminat ile ortak çocuk lehine iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden İbrahim'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.