Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5990 E. 2024/2843 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği ve kadının talep ettiği maddi ve manevi tazminatın miktarının uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, delilleri, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1011 E., 2023/1010 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/263 E., 2023/158 K.

Taraflar arasındaki Boşanma ve fer'îleri talepli davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın, fer'îlerinin ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; taraflar arasında nişanlılık döneminde başlayan sorunların evlilik birliği kurulduktan sonra da devam ettiğini, tartışmaların her geçen gün daha da artarak devam ettiğini, davacının fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, tarafların evlendikten sonra geçici bir süreliğine davalının ailesinin yanına yerleştiklerini, davalının, davacı ile cinsel birliktelikten kaçındığını, davacının özel kadın doğum doktoruna muayene olduğunu, kendisinin herhangi bir sağlık sorunun olmadığını öğrendiğini, davalının ise hastaneye gitmekten imtina ettiğini, davacının her cinsel birliktelik yaklaşımında bulunduğunda davalı tarafından önce hakaretlere sonrasında da fiziksel şiddete maruz kaldığını, davalının, davacıya sürekli "ss. git bi boka benzemiyorsun, senden bana karı olmaz" , "sen salaksın, aptalsın" şeklinde sözler sarf ettiğini, davalı eş tarafından kocalık görevinin yerine getirilmediğini, davalı eşin ailesinin, davacıyı beğenmediğini, sürekli başkalarının gelinleriyle kıyaslayarak davacıyı rencide ettiğini, taraflar kendi evlerine taşındıktan bir gün sonra davalının annesinin kişisel eşyalarını alarak tarafların evinde kalmaya başladığını, evde yaşanan tartışmalar neticesinde davalının annesinin davacıya iftiralar attığını, davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin olduğunu, davalının, davacıya karşı hiç bir saygı göstermediğini, davacının kişiliğine ve saygınlığına karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, davacıyı sosyal hayattan soyutladığını, arkadaşlarıyla görüşmesine engel olduğunu, davacının son yaşanan tartışmada davalı tarafından hakarete uğrayarak, darp edildiğini, davacının mecburen evinden ayrılarak bir kız arkadaşına sığındığını, sonrada kendi ailesinin yanına yerleştiğini, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine , karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde ; her iki ailenin de tarafların evlenmesine rızalarının bulunduğunu, ancak davacının abisinden dayak yemesi nedeniyle kaçarak evlendiklerini, evliliğin alelacele olması sebebiyle tarafların ilk etapta davalının annesinin evinde kaldıklarını, sonra da davacının da rızasıyla aynı apartmandan bir daire tutarak ayrı bir konut tesis ettiklerini, davalının annesinin ve babasının bahsi geçen sözleri söylemediklerini, davacıyı öz kızlarından ayırt etmediklerini, davalının, evinde hiçbir zaman sıcak bir yemek, güzel bir söz duymadığını, davalının davacıyı hiçbir zaman darp etmediğini, davacıya hakaret etmediğini, davacının dengesiz tavırlarının olduğunu, evden kaçıp arkadaşlarıyla gezmeye gittiğini, davacının cinsel ilişkiden kaçındığını ve aile içi mahremiyete saygı göstermediğini, davalının 16.05.2022 tarihinde hem cinsel birliktelik konusunu hem de ev içindeki genel tutumla ilgili eşiyle konuştuğunu, sorunu çözmek için çabaladığını ancak davacının "ben dışarı çıkıyorum, hava alacağım'' diyerek evden ayrıldığını ve eve gelmediğini, davacının o gece arkadaşının evinde kaldığını, ne kendi evine ne ailesinin evine gittiğini, davacının arkadaşının evinde kaldığını, o evde arkadaşının abisinin de bulunduğunu, davacının kusurlu olduğunu, savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, onu aşağıladığı, eşini kısıtlayıp arkadaşları ve ailesiyle görüştürmediği, kendi ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kaldığı bu eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının eşine ilgisiz davrandığı bu eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında hafif kusurlu olduğu, Yozgat Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nün 11.11.2022 tarihli raporunda, davacı/karşı davalı kadının muayenesi sonucunda himen intakt olduğu tespit edilmişse de, raporda cinsel ilişkinin kurulamama sebebinin belirtilmediği, cinsel ilişkinin kurulamamasının sebebi, hangi taraftan kaynaklandığı tespit edilemediği, bu vakıaya ilişkin taraflara kusur yüklenemeyeceği davalı karşı davacı vekili, her ne kadar 23.03.2023 havale tarihli dilekçesi ile tarafların yeniden ATK'ya sevki ile cinsel ilişki hususunda fizyolojik ve psikolojik engellerinin bulunup bulunmadığına dair rapor düzenlenmesini talep etmişse de, 22.07.2022 tarihli ön inceleme tensip zaptının tebliğinden itibaren verilen kesin süre içerisinde delil listesi sunmadığından, süresi içinde sunulmayan delilin toplanılması talebinin reddedildiği, davalı karşı davacı erkek ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve de bu şekilde davacı karşı davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesine sebep olduğu , davalı karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan ağır kusurlu davranışlarıyla yani eşine şiddet uygulayarak, onu aşağılayarak, eşini kısıtlayıp arkadaşları ve ailesiyle görüştürmeyerek, kendi ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kalarak davacı karşı davalı kadının kişilik haklarının saldırıya uğramasına sebep olduğu, davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararda kusur tespitinin ve karşı davanın kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin cinsel ilişkiden ve rapordan kaçındığını, yerel mahkeme kararının karşı boşanma davası yönünden reddini, kararın maddî-manevî tazminat miktarları yönünden kaldırılmasını davalarının kabulü ile yargılama giderlerinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararda kusur tespitinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, erkeğin babasını yok yere şikayet ettiğini, davalının babasından yersiz yere şikayetçi olduğunu, müvekkilin babasının koşullu salıverilmeden yararlanmasını fırsat bilerek 50.000,00 TL. karşılığında şikayetinden vazgeçtiğini, dolayısıyla müvekkilin ailesinin müdahalesi olmamasına rağmen yersiz iddialara dayanılarak kendi ailesinin müdahalesine sessiz kalması nedeniyle kişilik hakkına saldırı olduğu yönünde müvekkile kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi gerekirken hükmedilmesi ve miktarının yüksek olduğunu, kadın lehine hükmedilen maddî-manevî tazminat, yargılama gideri, vekâlet ücreti kararının kaldırılarak karşı davalarının ve tazminat taleplerinin kabulünü, asıl davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, aşağıladığı, eşini kısıtlayıp arkadaşları ve ailesiyle görüştürmediği, kendi ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kaldığı, davacı karşı davalı kadının ise; eşine ilgisiz davrandığı, tarafların evliliğinin sonlanmasına sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin ağır, davacı karşı davalı kadının ise hafif kusurlu oldukları, boşanma davalarının kabulü kararında ve tarafların kusur derecelerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı ,ağır kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı karşı davalı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı gereğince maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı karşı davalı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları gereğince manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararda kusur tespitinin ve karşı davanın kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin cinsel ilişkiden ve rapordan kaçındığını, yerel mahkeme kararının karşı boşanma davası yönünden reddini, kararın maddî-manevî tazminat miktarı yönünden kaldırılmasını davalarının kabulü ile yargılama giderlerinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararda kusur tespitinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, erkeğin babasını yok yere şikayet ettiğini, davalının babasından yersiz yere şikayetçi olduğunu, müvekkilin babasının koşullu salıverilmeden yararlanmasını fırsat bilerek 50.000,00-TL karşılığında şikayetinden vazgeçtiğini, dolayısıyla müvekkilin ailesinin müdahalesi olmamasına rağmen yersiz iddialara dayanılarak kendi ailesinin müdahalesine sessiz kalması nedeniyle kişilik hakkına saldırı olduğu yönünde müvekkile kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi gerekirken hükmedilmesi ve miktarının yüksek olduğunu, kadın lehine hükmedilen maddî-manevî tazminat, yargılama gideri,vekâlet ücreti kararının kaldırılarak karşı davalarının ve tazminat taleplerinin kabulünü, asıl davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma ve fer'îleri davasında taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulü ile maddî tazminat ve manevî tazminat şartlarının kadın yararına gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının dosya kapsamı ile uyumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 . Maddeleri . 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 190 ıncı, 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.