"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/834 E., 2023/1451 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/705 E., 2023/89 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin 2019 yılında boşanma davası açtığını, boşanma davası açtıktan 3 ay sonra tarafların barıştığını, ancak bunun 2 hafta sürdüğünü, davalı kadının davacı erkeği ve ortak çocuğu evden kovduğunu, evin kilidini değiştirdiğini, eşyaları kapıya koyduğunu, çocuğa şiddet uyguladığını, davacı erkeğe tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, davacı erkeğin çocukları icra yolu ile görmek zorunda kaldığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ayrı ayrı 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine, arttırım kararı verilmesine, faizi ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; 2017 yılından sonra davacı erkeğin sadakatsiz olduğunu, o tarihten beri annesi ile kaldığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, tehdit ettiğini, çocuğu uzaklaştırdığını, mal kaçırdığını belirterek davanın reddine, çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakası, davacı için 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kadının müşterek çocuk ve davacı erkeği evden kovduğu, ortak konutun kapısının kilidini değiştirdiği, müşterek çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, davacı erkeğe hakaret ettiği, davacı erkeğin davalı kadından habersiz olarak evlilik birliği içerisinde edinilen aracı habersiz olarak mal kaçırmak kastıyla devrettiği, davalı kadının davranışları sebebiyle kendisini ağır kusurlu; davacı erkeği ise hafif kusurlu kabul etmek gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra 500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, belirlenen tutara her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış yapılmasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacı erkek tarafından ilk olarak 2019 tarihinde boşanma davası açıldığı, tarafların 23.01.2020 tarihinde barışarak 2 hafta birlikte yaşadıkları ve anlaşamayarak tekrar ayrıldıkları, ilk davada Mahkemece tarafların davadan sonra barışmaları gerekçesiyle 01.07.2021 tarihinde davanın reddine karar verildiği, ret kararından sonra kocanın 12.07.2021 tarihinde davadan feragat ettiği, bu sefer Mahkemece ek kararla feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, bu kararın 01.10.2021 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın da 04.10.2021 tarihinde açıldığı, erkeğin dava dilekçesinde anlatımları ve tanık beyanlarına göre tarafların ilk davadan sonra barıştıkları, 2 hafta birlikte yaşadıkları, daha sonra yeniden ayrıldıkları, kocanın dayanağı olan vakıalar ilk davanın açılış tarihinden ve 23.01.2020 tarihli af iradesinden sonra olsa da erkeğin 12.07.2021 tarihli feragat beyanından önce olduğu anlaşılmakla erkeğin tüm kusurlu davranışları affettiği, affedilen hususların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, davacı tarafından, 12.07.2021 tarihli feragat beyanından sonra dayanılan ve ispatlanan her hangi bir vakıa bulunmaması da nazara alınarak Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli bulunmadığı gerekçesi ile Davalı kadının istinaf isteminin yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, kararın tümüyle kaldırılmasına, yerine gerekçeye uygun şekilde yeni hüküm oluşturulmasına, davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin tedbiren babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00'er TL tedbir nafakasının davalı kadından alınarak çocuklar yararına harcanmak üzere davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkeğin önceki davadan feragat beyanı ile davalı kadının kusurlu davranışlarını affedip affetmediği, bundan sonra taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek davalının kusurlu bir davranışının bulunup bulunmadığı ve davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.