Logo

2. Hukuk Dairesi2023/609 E. 2023/4343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tanık anlatımları ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/977 E., 2022/2301 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/264 E., 2020/55 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulüyle kararı kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe sevgi ve saygı göstermediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, basit olaylardan kavga çıkardığını, hiçbir şeyden memnun olmadığını, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuğa ve kadına hakaret ettiğini, kadını ve yakınlarını tehdit ettiğini, ailesini ortak konuta kabul etmediğini, onlarla görüşmekten kaçındığını, kadına ilgi göstermediğini, toplum içine girmek istemediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sürekli telefonla vakit geçirdiğini, sosyal medyadan başka erkekler ile yazıştığını, ortak çocuğun öğretmeni ile mesajlarını erkeğin görmesi üzerine kadının ortak konutu terk ettiğini, aynı gece müşterek konutu terk ettiğini, belirterek 4721 sayılı Türk MEdeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına işkence ve fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, tehdit ettiğini, ortak çocuğun yanında aşırı alkol aldığını, ayrıca sapkın cinsel isteklerinin bulunduğunu, erkeğin kardeşinin ortak çocuğu kaçırdığını, kadını sokağa attığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına ise aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiili ayrılığın yaşandığı gece kadının başka bir erkek ile mesajlaşmalarını görmüş olmasının etkisiyle fiziksel şiddet uyguladığı, kadının kıyafetlerinin bu şekilde yırtıldığı, kadını ve ortak çocuğu "seni de atarım, ananı da atarım" ve "annene dua et, annen olmasaydı seni kapı dışarı koyardım" demek suretiyle tehdit ettiği; kadının ise başka bir erkek ile dosya içerisinde bulunan mesaj içeriklerinden de anlaşılacağı üzere güven sarsıcı haraketlerinin bulunduğu, erkeğe toplum içinde "sende g.t mü var, sen adam mısın" demek suretiyle erkeği rencide ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, ortak çocuğun tarafların ayrı yaşadıkları süreç içerisinde annesinin yanında yaşadığı, düzeninin anne yanında olduğu ve yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile babası arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve aynı miktarda iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; kadının kabul dilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların miktarı, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile kendi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmuş olması doğru ise de kurulan kişisel ilişki süresinin yetersiz olduğu yönünde yapılan değerlendirme ise erkek vekilinin kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu konuya ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile babası arasında gün ve saatleri Bölge Adliye Mahkemesi kararının 4 numaralı hüküm fıkrasında ayrıntılı olarak yazıldığı üzere yatılı kişisel ilişki tesisine, erkeğin kişisel ilişki dışında kalan istinaf itirazları ile kadının tüm istinaf itirazları yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesi ile tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık anlatımları ile erkeğin tam kusurlu olduğunun sabit olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu ve bu belirleme sonucunda erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmişken kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmeidlen maddî ve manevî tazminatlar ile kendi maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü ile erkek yararına tazminat verilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.