Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6101 E. 2024/4645 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, ziynet eşyalarının akıbeti ve nafaka ile tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamındaki deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının yoksulluk nafakasına hak kazandığı, ziynet eşyalarının ev için harcandığının kabulü gerektiği ve ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/814 E., 2023/1478 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sinop 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/188 E., 2022/519 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin eş olmanın yükümlülüklerini yerine getiremediğini, sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, erkek ve ailesi tarafından evden kovulduğunu, kadının çalıştığı bu dönemde kredi çektiğini ve düğündeki altınları da bozdurarak eşi ile birlikte oturmak üzere bir ev satın aldıklarını, almış oldukları bu evi erkeğin babasının adına tapuda kayıt ettirdiklerini, kadının çalıştığı dönemdeki tüm çabasının, emeği ve birikiminin erkeğin babası tarafından kullanıldığını, erkeğin ailesi sürekli müdahalelerde bulunduğunu, erkeğin gereksiz nedenlerle kıskançlıklar yapmaya başladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan altınların şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere kadına teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sen adam mısın, sen benim kocam değilsin diyerek hakaret ettiğini, yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, güven sarsıcı hareketlerinin olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının yargılama devam ederken sigorta acentesinde asgari ücret ile çalıştığının tespit edildiği ancak 21/10/2022 tarihinde işten ayrıldığı, davalı kocanın Sinop Üniversitesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı güncel bordosuna göre (2022 yılı 8-9.ay) 8.028,45-TL ücret aldığı, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre erkeğin kadını evden kovduğu ve kadına şiddet uyguladığı, kadının ise sadakat yükümlülüğünü ihlal edici nitelikte davranışta bulunduğu, erkeğe ve erkeğin babasına hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu olduğu, erkeğin ise az kusurlu olduğu, bu nedenle asıl dava ve karşı davanın boşanma yönünden ayrı ayrı kabulüne karar verilmesi gerektiği, davalı erkek yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, davacı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğundan maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği;, tedbir nafakasının ise tarafların kusur değerlendirilmesinden bağımsız olarak boşanma davasının kesinleşmesine kadar hükmedilecek bir nafaka türü olduğu bu nedenle dava sırasında davacı kadın lehine hükmedilmiş olan tedbir nafakasının kusur değerlendirmesinden bağımsız olarak boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi ve takdiren uygun bir miktarda artırılması gerektiği, müşterek çocukların yaşı, aldırılan sosyal inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki tesis edilmesinin çocukların üstün yararına olacağı, velayet kendisine verilmeyen tarafın müşterek çocukların giderlerine maddi gücü oranında katılması gerektiği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, müşterek çocukların yaşları, ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek çocuklar yararına uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velayetlerin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, davacının kendisi için tedbir nafakası talebine ilişkin olarak yargılama sırasında 21.09.2020 tarihinde davacı lehine takdir edilen 250,00-TL tedbir nafakasının karar tarihine kadar davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 250,00-TL arttırılarak 500,00-TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar davalı ...'dan tahsili ile davacı ...'ye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının müşterek çocuklar lehine talep ettiği tedbir nafakası talebine ilişkin olarak yargılama sırasında 21.09.2020 tarihinde müşterek çocuk ... ve ... lehine ayrı ayrı takdir edilen 200,00-TL (toplam 400,00-TL) tedbir nafakasının karar tarihine kadar davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 300,00 er TL arttırılarak her bir çocuk için ayrı ayrı 500,00-TL (toplam 1.000,00-TL) tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar davalı ...'dan tahsili ile davacı ...'ye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının iştirak nafakası talebinin kabulü ile; müşterek çocuklar ... ve ... lehine ayrı ayrı 750,00 şer-TL (toplam 1.500,00-TL) iştirak nafakasının boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren davalı ...'dan tahsili ile davacı ...'ye verilmesine, davacı ...'nin maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı ...'nın manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; 25.000,00-TL manevi tazminatın davacı ...'den tahsili ile davalı ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ...'nin davalıya karşı açmış olduğu ziynet eşyası talepli davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin gerektiğini, erkek yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tazminat, nafaka ve ziynet alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davaların kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu; Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlar dışında erkeğin eşi ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, kadına yüklenen sadakatsizlik vakıasının kadının telefonla görüşme şeklindeki davranışı güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu; kadının işvereni tarafından işten çıkarıldığı ve kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek gelirinin bulunmadığı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı; dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre ziynetlerin kadının kayınpederine kendisinin verdiğinin ispatlanmadığı, kadının ziynetlerinin erkeğin babası adına alınan evi için harcandığının sabit olduğu, erkeğin bu durumdan haberi ve isteği olmaksızın altınların verilmesi olağan akışa göre mümkün olamayacağı, erkeğin vasıtası ile altınların kayınpederi adına alınan ev için harcandığını kabul edilmesi gerekirken pasif husumet nedeniyle usülden reddi doğru görülmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ;kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, 4 adet 22 ayar 20'şer gr (29.822,00 TL), 4 adet 24 ayar gram altın (1.604,00 TL) 11 adet çeyrek altın (7.150,00 TL) yönünden kabulüne; davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine; 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, erkek yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.