"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/720 E., 2023/199 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata ve nafakalara karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.10.2015 tarihli kararı ile her ne kadar davacı davalıdan boşanmak istemesi üzerine dava açmış ise de tanıklar beyanları, toplanan belgeler, taraf beyanları, telefon görüşme tutanakları, fotoğraflar, pedagog raporu, özellikle ortak çocuklar beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacının gayri resmi birlikteliğinin olduğu, bu birliktelikten bir de çocuğunun bulunduğu, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden taraf olarak tam kusurlu olduğu davalı tarafa atfedilecek kusur tespit edilemediği gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 24.05.2017 tarihli kararı ile; Mahkemece, davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği, cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşması gerekirken, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece tarafların 2013 yılından itibaren ayrı yaşadıkları erkeğin uzun süreden beri bir başka kadınla birlikte yaşadığı, aynı kadınla ilişkisinin halen devam ettiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü sürenin de geçmiş sayılamayacağı, davacı erkek açmış olduğu davada, boşanma davasını dayandırdığı iddia konusu vakıaları kanıtlayamamış ve davalı tarafa atfedilebilecek kusur tespit edilemediği, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu değerlendirilerek maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı- karşı davacı anneye verilmesine, ortak çocuk Nisa ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Nisa yararına 500,00 TL tedbir nafakasının aylık 1000,00 TL ye yükseltilerek aylık 1000,00-TL 'nin kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakası olarak , kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine, davalı- karşı davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, davalı- karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine yönelik 14.01.2022 tarihli karara karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı erkek tarafından, kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise tazminatların, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 27.04.2022 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozmaya uyularak kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili; her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, müvekkilin zinadan dolayı hakkında hüküm kurulmuş ise de davalı- karşı davacı kadının, müvekkilin başka bir bayan ile imam nikahı ile evlendiğini ve çocuk sahibi olduğunu bilmesine rağmen 5 yıl sonra zina davası açmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, müvekkilin ekonomik ve sosyal durumu usulüne uygun olarak araştırılmadan farazi ölçülerle maddî ve manevî tazminatın azlığına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili; erkeğin zina yaptığı , zina sonucunda başka bir çocuğu olduğu ve uzun yıllardır Türkiye'de tek başına 2 kız çocuğu ile yaşam mücadelesi veren müvekkil lehine hükmedilen maddî manevî tazminat tutarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci, 438 inci, 439 uncu maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar az olup, bozma ilamının amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere tazminatların miktarı yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Nurettin'e yükletilmesine,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının istek halinde Emine'ye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.