"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3212 E., 2023/728 K.
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/337 E., 2020/406 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ile iştirak nafakası miktarı yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkek yararına maddî manevî tazminata, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışlarından dolayı temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışlarından dolayı temelinden sarsıldığını karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, erkek yararına yararına, 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiş, 10.03.2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile kadının sadakatsiz olduğunu ileri sürerek manevî tazminat talebini 100.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davranışları nedeniyle başkalarıyla ilişkisi olduğuna dair söylentiler çıkmasına sebebiyet verdiği, davalı karşı davacı erkeğin ise eşini sevmediği ve arzulamadığına dair söylemlerde bulunduğu ve eşine karşı ilgisiz olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğu, ağır kusurlu olan davacı karşı davalı kadının boşanma davasının reddine, az kusurlu olan davalı karşı davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin her iki ebeveyne ortak olarak bırakılmasına, çocuğun fiilen anne yanında kalmasına, babayla kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuğun velâyeti taraflara ortak olarak verildiğinden iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili kusur tespiti, asıl davanın reddi, velâyet ve tazminatlar; davalı- karşı davacı erkek vekili ise; zina özel sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmemesi, velâyet, maddî-manevî tazminat miktarı, tazminatın başlangıç tarihi, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının kararla birlikte yersiz olduğu anlaşıldığından ödenen tutarların iadesine karar verilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.05.2022 tarih, 2020/1575 Esas, 2022/1159 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın da kabulü gerektiği ancak boşanma kararı kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, tarafların diğer istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti, velâyet, iştirak nafakası, ödenen tedbir nafakalarının iadesi talebinin reddi, tazminatların karar tarihinden itibaren ödenmesine hükmedilmemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 02.11.2022 tarih, 2022/6610 Esas, 2022/8794 Karar sayılı ilamıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın fazla olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, yine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bu yönlerden bozulmasına, temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; deprem sonrasında müvekkilinin şehir değiştirmek zorunda kaldığını, asgari ücretle çalıştığını, çocuğu ile geçinmeye çalıştığını, aleyhine hükmedilen tazminatları ödeme gücü bulunmadığını, iştirak nafakası miktarının çok az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının sadakatsiz olmasına rağmen müvekkilinin davayı kaybetmiş gibi hissettiğini, ödediği yargılama gideri ve vekâlet ücretinin alacağı tazminat miktarına yakın olduğunu, iştirak nafakası miktarının fazla olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davada verilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı, bozma amacına uygun olarak karar verilip verilmediği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.