"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/519 E., 2022/1922 K.
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/160 E., 2020/555 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık bir buçuk yıl önce manevî ve fiziksel saldırıya uğrayarak davalı tarafından ortak konuttan kovulduğunu, davalının basit yaralama suçundan yargılamasının devam ettiği, davalının etrafa zarar verici mahiyette alkol bağımlığının olduğunu ayrıca başka bir kadınla yaşamaya devam ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ceza dosyası ile davalının davacıya şiddet uyguladığının sabit olduğu, tanıkların sadakatsizliğe ilişkin görgüye dayalı bir bilgileri bulunmamakta ise de; davacıya davalının kız arkadaşı tarafından resim gönderilmesi ve bu mesaj gönderimlerini tanıkların bizzat görmesi ve yine davalının ön inceleme duruşmasındaki ikrarı, her ne kadar son duruşmada bundan vazgeçmiş ise de tebligatın davalının eşi olarak 3. kişi tarafından alınması, tebligat alınması hususunun dava açıldıktan sonraki olay olsa da dava dilekçesine ekli fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde davalı kocanın güven sarsıcı eylemde bulunduğu, evlilik birliğinin temelinde sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, tarafların gelir durumunun denk olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; katılma yoluyla tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddî ve manevî tazminatların miktarları ve kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmünün onanmasını istediklerini belirterek, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen kadına fiziksel şiddet uyguladığı vakıasının sabit olduğu, erkeğin duruşmalarda bizzat verdiği beyanları, sunulan fotoğraf, dava dilekçesinin tebliğindeki yazılı şerh ve davacı tanık beyanlarına göre sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği mahkemece bu eylemin güveni sarsıcı davranış olarak nitelendirilmesinin doğru görülmediği, kadına atfı mümkün hiç bir kusur ispat edilemediği, erkek ve kadın hakkında açılan ceza davasında, kadının şikayetinden vazgeçmesinin eşini ve kendisini cezadan kurtarmak amacıyla olduğunun ve bunun başka olgularla desteklenmediği sürece af niteliğinde kabul edilemeyeceği, buna ilişkin istinaf talebinin kabulünün mümkün olmadığı, bu halde boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve ağır kusurlu olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, tarafların kusur dereceleri tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, nafaka alacaklısı eşin belirli bir gelirinin olmasının hatta gelirinin diğer eşin gelirinden fazla olmasının, diğer eşi tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacağı, nafaka alacaklısı eşin gelirinin bulunmasının sadece hükmedilecek nafakanın miktarının tayininde gözönünde bulundurulacağı kadının tedbir nafakası talebinin reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile; davacı kadının kusur belirlemesi, kusur gerekçesi, maddî, manevî tazminat miktarları ile tedbir nafakası talebinin reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, kararın bunlara ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kusur gerekçesinin yukarıdaki gerekçede açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kaldırılan hükümler hakkında yeniden hüküm tesisine; kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğu, tazminatların miktarının az olduğu, asgari ücret düzeyinde kazancın kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağını belirterek; hükmü yoksulluk nafakası talebinin reddi ve yararına hükmolunan maddî manevî tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve kadın yararına hükmolunan tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı kanunun 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.