"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1968 E., 2023/687 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/372 E., 2022/397 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili, dava, cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesine ve genel boşanma sebebi olarak tarafların evilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayandıkları, davalı kadının davacıyı küçük düşürmek için davacının üstüne ve başına dikkat etmediği, 17 günlük hastalığında davacıya yemek su vermediği, eve almadığı, ortak çocuk ... ve ...'nın davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıya toplum içinde aşağılayıcı tavırda bulunduğu, davalı ve çocukları tarafından evden atıldığı, davacıya karşı saygısız davranış ve hakarette bulunduğu, davacının birlik görevlerini yerine getirdiği, davalının davacıyı yıllarca maddî olarak kullandığı, davacının yaşlanması ve hasta olması üzerine davacıya kapı dışarı ettiğini, davalının davacı ile 20 yıldır cinsel ilişki kurmadığı, davacının bedelini ödediği arsayı davalının arsa sahibi ile gizlice anlaşarak tapusunu davalı üzerine aldığı, tarafların dört yıldır ayrı yaşadığı, davacının şuanda çok hasta ve bakıma muhtaç olduğu, kadının erkeğe ağrı kesici yerine psikiyatri ilacı verdiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadının üzerine kayıtlı arsa üzerindeki evi kendi üzerine geçirmek için bu davayı açtığı, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik sorumluluğunu benimsemediği, erkeğin, kadın ve çocuklara karşı sevgi ve saygı göstermediği, kadına karşı şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, küçük düşürdüğü, kadının evin yapımı ve hayvan bakımı ile ilgili işlerini tek başına yapmak zorunda kaldığı, erkeğin kazancını kadına, çocuklara ve eve kullanmadığı, erkeğin 2010 yılında geçirdiği iş kazası ve diğer hastalıkları nedeniyle kadının erkeğe baktığını ancak erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin kadının rahatsızlığı ile ilgilenmediği, erkeğin çocukların eğitim ve yetiştirilmesi hususunda kadına maddî ve manevî destek vermediği, erkeğin ortak çocuklardan sigorta borcu için para istediğini, çocukların maddî yardımda bulunamaması üzerine erkeğin iftira attığını iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılmış, eşlerden birinin diğeri tarafından kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulmasına veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olduğunu erkek tanığı ....'nin anlatımında, erkeğin hasta olduğu halde kadın tarafından ilgilenilmediğini ve sobasız odada kaldığını, kadının "ben istemiyorum" dediğini duyduğunu; diğer erkek tanığı ...'nin anlatımında, kadının erkeği kastederek "o haketmediği için bakmıyorum" diye söylediğini ve erkeğin dövülmüş olduğunu gördüklerini, ancak şikayetçi olmasını engellediklerini, bu olaylardan sonrada erkeği ortak eve geri götürdüklerini, ancak 1 ay sonra evden kovulduklarını duyduğunu, bir diğer tanık ....'nin ise son olaylara ilişkin görgüye dayalı beyanının bulunmadığının anlaşıldığı, erkeğin iddia ettiği vakıalar yönünden bir kısmına dair görgülerinin olduğu, tanıkların beyanlarıyla doğrulansa da son olay öncesinde tarafların yeniden aynı evde kaldıkları ve erkeğin şikayetçi olmadığı gözetilerek, erkeğin, kadını bu bağlamda affettiği yada hoşgürüyle karşıladığının kabulü gerektiği, tanıkların başkaca olaylara yönelik diğer anlatımlarının bilgi ve görgüye dayalı olmadığı anlaşıldığından, ispatlanamayan asıl davanın reddine karar vermek gerektiği, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılmış evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olduğu, kadının iddia ettiği vakıalara ilişkin tanıkların bilgiye ve görgüye dayalı beyanlarının olmadığı, kadın tanığı ....'nin, erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığı yönündeki beyanlarının değerlendirilmesinde ise; kadının, erkeğe 2010 yılında geçirmiş olduğu kazadan son ayrıldıkları güne kadar iyi baktığı, bu nedenle erketen herhangi bir beklentisinin olmadığı, son zamana kadar da iddia ettiği şekliyle iyi baktığı anlaşıldığından bu yöndeki tanık anlatımlarına itibar edilmeyerek, ispatlanamayan karşı davanın da reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğunu bu durumu tanık beyanları ile ispat ettiklerini, İlk Derece Mahkemesi'nin boşanma, nafaka, maddî ve manevî tazminat kısmına yönelik kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli karar celsesinde, davalı-karşı davacı kadının “son güne kadar da gayet iyiydik. Ertesi gün davacı kendisi gidip annesinin yanına yerleşip boşanma davası açınca ben de karşı boşanma davası açtım. Evden gittikten sonra da kendi hastalanmış, bunda da benim kusurum yoktur. Aramızda boşanma davası olduğu için gitmedim. Son zamana kadar da aramız iyiydi.” şeklindeki beyanı da dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin davalı-davacı kadının davasının reddine dair delil değerlendirmesi ve karşı davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davalı-davacı kadının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğunu, bu durumu tanık beyanları ile ispat ettiklerini, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davacı-davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik ispat edilip edilmediği, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının ve taleplerinin kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.