Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6134 E. 2024/2503 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, iştirak nafakası ve maddi tazminat miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Velayeti anneye verilen çocuğun iştirak nafakası ile anneye hükmedilen maddi tazminat miktarının düşük olduğu, hakkaniyet ilkesi gereğince daha yüksek bir miktar belirlenmesi gerektiği gözetilerek bu konularda bozulmuş, diğer konularda ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/193 E., 2023/824 K.

KARAR : Başvurunun ayrı ayrı esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/44 E., 2022/725 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 2011 yılında anlaşarak evlendiklerini, ortak iki tane çocuklarının bulunduğunu,erkeğin çiftçilik yaptığını ve ekonomik düzeyinin oldukça yüksek olduğunu, kadına sürekli baskı yaptığını, evi ile ilgilenmediğini, geçimsiz bir yapıya sahip olduğunu, müvekkilinin öğretmen olduğunu ve hem çocukları ile ilgilendiğini hem de evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirdiğini, hakaretlerde bulunduğunu, giyim tarzını değiştirmediği takdirde dışarı çıkamayacağını söylediğini, ciddi bir psikolojik baskı sergilediğini, saçının uzunluğuna ve rengine karıştığını, her bahanede şiddet uyguladığını, davalı-karşı davacının sorumluluklarını yerine getirmediğini, her gün öğlene kadar uyuduktan sonra gece geç saatlerde çoğu zaman çocuklar uyduktan sonra eve geldiğini ve geç saatlere kadar bilgisayar başında vakit geçirdiğini, tarafların hiçbir defa ailece tatile gitmediklerini, kadının annesinin evde kalmasını sağlayarak kendine hareket özgürlüğü sağladığını, çocukları ile ilgilenmediğini sadece alışveriş merkezine götürüp oyuncak aldığını, kimi günlerde çocuklarını dahi görmediğini, aile hayatının kopuk olduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar içinde olduğuna dair davacının duyumlar aldığını, davalı-karşı davacının yıllardır davacı-karşı davalı ile aynı yatağı paylaşmadığını ve davacı-karşı davalının bu husustaki her yaklaşma girişimine hakaretlerle karşılık verdiğini, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarını, ortak çocukların velâyetlerinin davacı-karşı davalıya verilmesini, ortak çocuklar lehine nafakaya hükmedilmesini, davacı-karşı davalı lehine maddî manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaları kabul etmediklerini, evlendikten sonra tüm urfa yemeklerini yapacağını söylediğini ancak evlendikten sonra evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, çocuklar ile davalı-karşı davalı ile ilgilenmediğini, bu konuda davalı-karşı davalıya hesap vermeyeceğini, ilgilenmeyeceğini beyan ettiğini, haftada iki kez fön için ayda bir boya için erkek kuaföre gittiğini, her yaz gittiği Samsun'da denize girdiğini, bu durumun davacı-karşı davalının sosyal medya ve diğer fotoğraflarında sabit olduğunu, davacı-karşı davalının baskıya uğradığını iddia etmesine rağmen yasal yollara başvurmadığını, tarafların dört yıl ara ile iki çocuklarının olduğunu, davalı-karşı davalının cinsel anlamda davacı-karşı davalıya karşı soğuk hallerde bulunmasının gerçek dışı olduğunu, davacı-karşı davalının sürekli olarak telefonla meşgul olduğunu, Urfa ve Urfalılara hoş olmayan sözler sarf ettiğini, davalının Urfa yaz sıcaklıklarını bahane ederek memleketi Samsun'a tatile gittiğini, davalı-karşı davalının davacı-karşı davalı ile birlikte dört ay tatil yapacak fiili ve ekonomik olanağının olmadığını, tarafların evlendikleri günden beri kadının annesinin taraflarla birlikte yaşadığını, ev işleri ile ilgilenmediğini, hakaretlerde bulunduğunu, mesajlar attığını, aynı yatağı paylaşmayan tarafın davacı-karşı davalı taraf olduğunu, davalı-karşı davalıdan lüks çanta talebinin olduğunu, paranın yetmemesi halinde erkeğin babasından para istemesini istediğini, ramazanda davacının iftar yemeği hazırlamadığını, davalı-karşı davalıya annesinde iftar yemeğini yemesini söylediğini, davacının yüksek sesle davalıya bağırıp çağırdığını, rezil etmekle tehdit ettiğini, davalı-karşı davalının boynunu tırmaladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalının kusurlu olduğunu belirterek davacı-karşı davalının davasının ve tüm taleplerinin reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesini, velâyetin verilmemesi halinde davalı-karşı davacı ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisi kurulmasını, ortak çocuklara hakkaniyete uygun nafakanın bağlanmasını, davacının maddî taleplerinin reddini, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2020 tarih, 2018/562 Esas 2020/628 Karar sayılı kararı ile erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar taraflarca istinaf edilmiş, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 17.12.2021 tarih, 2021/231 Esas 2021/2987 Karar sayılı ilamı ile; Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumunun yeterince araştırılmadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine kapanmasına yönelik psikolojik baskı yaptığı, bu durumun erkek tarafça ibraz edilen mesaj içeriklerinden de anlaşıldığı, erkeğin geç saatlere kadar bilgisayar ortamında vakit geçirdiği, kadın tarafından ibraz edilen erkeğin dava dışı başka biriyle görüşme kayıtları arasında erkeğin odaya geç geçtiğini beyan ederek bu durumu ikrar ettiği, evlilik birliğinin son dört yılının kadının halen oturduğu yerin tarafların müşterek konutu olduğu, erkeğin müşterek konutu eşinden habersiz şekilde yakın akrabasına devrettiği, kadın tarafından erkek ile tanışma zamanlarına yönelik ve erkeğin başka bir bayanla görüşmesine yönelik görüşme kayıtları incelendiğinde her iki konuşmada kocanın kullanıcı adı ve profil resminin aynı olduğu, kocanın başka bir bayanla eşler arasındaki güveni zedeleyici şekilde görüşme kayıtlarının olduğunun anlaşıldığı, erkeğin evlilik birliği içinde bu şekilde kusurlu davranışlarda bulunduğu; erkeğin dinlenen tanık beyanları ve mesaj kayıtlarından anlaşıldığı üzere kadının eşine yönelik "kel kafalı, kassız, kıllı" söylemleriyle hakaret ettiği, beddua içeren söylemlerde bulunduğu, erkeğin kız kardeşlerine yönelik "cüce, çaput surat" söylemleriyle hakaret ettiği, yine erkeğin Urfalı olmasından kaynaklı aile kökenine yönelik rencide edici sözler söylediği, gerçekleşen ve ispat olunan olaylar neticesinde taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, dosya kapsamında alınan sosyal inceleme raporuna göre, ortak çocukların kurulu düzeninin annelerinin yanında olduğu dikkate alındığında velâyetlerinin anneye verilmesinin, bedeni, fikri, ahlaki gelişimlerine engel olmayacağı kanaati ve çocukların üstün yararı uyarınca velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 50.00000 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; ağır kusurlu erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının oldukça yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; soyut ve görgüye dayalı olmayan tanık beyanları ile erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, kusurlu kadın lehine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının çocuklara sert davrandığı ve bakımlarını yardımcı kadına yaptırdığını, hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının yüksek olduğunu, çalışan ve geliri yüksek olan kadının da çocuklara maddî yükümlülüğü olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tazminatlar ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu oldukları, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile nafakalarının miktarlarının makul olduğu, ortak çocukların yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; ağır kusurlu erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının oldukça yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; soyut ve görgüye dayalı olmayan tanık beyanları ile erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, kusurlu kadın lehine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının çocuklara sert davrandığı ve bakımlarını yardımcı kadına yaptırdığını, hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının yüksek olduğunu, çalışan ve geliri yüksek olan kadının da çocuklara maddî yükümlülüğü olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tazminatlar ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası ve davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakasının ve davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.