"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2407 E., 2023/1074 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/560 E., 2021/1116 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; erkeğin Fetö terör örgütü üyeliği kapsamında gözaltına alınıp tutuklandığını, yedi, sekiz ay tutuklu kaldığını, müvekkiline mesafeli yaklaştığını, erkeğin ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, müvekkilini evden kovduğunu, kötü muamelede bulunduğunu, tehdit ettiğini, eşini başka biriyle evlendirmeye çalıştıklarını, eşine avukat tutmalarına karşı çıktıklarını, müvekkilinin babasını rencide ettiklerini, baskı ve ayrımcılık yaptıklarını, müvekkilinin ailesine ziyarete gitmesini kısıtladıklarını, erkeğin çocuk istemediğini söylediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, annesinin başka bir bayan bulduğunu ve onunla evleneceğini söylediğini, erkeğin "Örgütten olmadığımı ispatlamama yardımcı olmak için seninle evlendirildim" şeklinde söylediğini, anlaşmalı boşanma yapması için baskı yaptığını, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakasın ÜFE/TÜFE oranında artışına, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kişisel ve evin temizliğini yapmadığını, bulaşıkları dahi yıkamadığını, müvekkilinin annesinin ameliyat olduğunda yanına gitmemesi için müvekkilini tehdit ettiğini, sürekli telefonla meşgul olduğunu, ilgisiz davrandığını, ayrı odada yattığını, çocuk istemediğini, doğum kontrol hapları kullandığını, ortak evi terk ettiğini beyanla karşı davanın kabulü ile müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ceza evinden çıkmasından sonra tarafların bir arada yaşadığı, bu sebeple önceki olaylara ilişkin birbirini affetmiş, en azından olayları hoşgörüyle karşıladıklarının sabit olduğu, bu vakaların hükme esas alınamayacağı, soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edilmediği, evlilik birliğinde kadının evin temizliği ile ilgilenmediği ve erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediği, erkeğin kusurunun ise ispatlanamadığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davada ise erkeğin boşanma talebi olmadığı ve boşanmanın fer'ilerine hükmedilmesinin talep edilmiş olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, erkeğin kusurlu eylemlerinin affedildiğine ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu ve af olgusunun bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile asıl dava ve boşanmanın fer'isi taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili, karşı davada boşanma talebi yönünden hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı dava ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 05.08.2016 tarihinde evlendikleri bu evliliklerinden çocuklarının olmadığı, davalı erkeğin Sakarya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/20 Esas sayılı dosya kapsamında 30.08.2016 tarihinde tutuklandığı, 03.05.2017 tarihinde tahliye edildiği, davalının tutuklu kaldığı dönemde kadının kendi ailesiyle yaşadığı, bu dönemde cezaevinde tutuklu olan eşini ara ara ziyarete gittiği, erkeğin tahliye olduktan sonra tarafların bir araya gelerek birlikte yaşamaya devam ettikleri, dolayısıyla cezaevinde kalınan dönemlerde meydana gelen olayların af kapsamında kaldığı, kadının 2020 Şubat ayında babasını çağırarak evden ayrıldığı, bu olaydan sora tarafların tekrar bir araya gelmediği, kadının tanık beyanlarında geçen vakıaların bir kısmının af kapsamında kaldığı, kadına verilen kusurun sabit olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tam kusurlu kadının boşanma hakkı elde edemeyeceğinden asıl davanın reddinin doğru ve yerinde olduğu, karşı davanın boşanmaya ilişkin olmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesi kapsamında maddî ve manevî tazminata ilişkin olduğu, kadının asıl davasının reddi ve karşı davada boşanma talebi olmaması karşısında davalı erkeğin talep ettiği maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, kadın için tedbir nafakası verilmesi ve miktarının da uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, erkeğin kusurlu eylemlerinin affedildiğine ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu ve af olgusunun bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile asıl dava ve boşanmanın fer'isi taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, karşı davada boşanma talebi yönünden hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı dava ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin karşı davasında boşanma talebinin olup olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin af kapsamında kalıp kalmadığı, kadının asıl davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı, tarafların reddedilen boşanmanın fer'isi talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.