"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3175 E., 2023/939 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/740 E., 2022/152 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin evliliğin ilk gününden itibaren evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilime sevgi ve saygı göstermediğini, müvekkil belki düzelir umudu ile sabretmişse de değişen bir şey olmamış durum daha da kötüye gittiğini, erkeğe fiziki ve psikolojik şiddetin en ağır şeklini uygulandığını, erkek ve ailesi tarafından defalarca darp edildiği, erkeğin hiçbir işe gitmediğini, evi ile ilgilenmediğini, müvekkilimin bağ bahçe gibi günü birlik işlerde amele olarak çalışıp kazandığı üç beş kuruşunu da elinden aldığını, ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, kendi öz kızını bile kadından koparıldığını, kadına karşı yabancılaştırıldığını, kadına hiçbir zaman anne demediğini, bir köle muamelesi yapıldığını, en temel ihtiyaç olan yiyecek içecek müvekkilimden saklandığı, erkeğin ve ailesinin gerek psikolojik gerekse fiziksel şiddetine maruz kalan müvekkilim can güvenliğinden endişe ederek, kişisel eşyalarını bile almadan baba evine dönmek zorunda kaldığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkilim lehine 70.000,00 TL maddî ve 90.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; tarafların evlendikleri günden beri müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, davalının bu durumu kabul ettiğini, müvekkilinin bulduğu gündelik işlerde çalıştığını ve evinin geçimini elinden geldiğince karşıladığını, ancak kadının aynı özveriyi göstermeyip çalıştığı işlerin paralarını evine veya çocuğuna vermediğini, kendi altın yaptığını ve ailesinden sakladığını, kadının kendi yemek yapıp, kendi yediğini, ailesine teklif etmediğini, kızının okula gidişinde kahvaltı hazırlamadığını, kıyafetleri yada okul çantasıyla ilgilenmediğini, bu görevleri müvekkilinin yaptığını, ortak çocuklarına ilgi ve sevgi göstermediğini, okuluyla ilgilenmediğini, kızına fiziksel şiddet uyguladığını, bir defasında müvekkilinin bu durumu gördüğünü, müdahale ettiğini ve kavga sonucunda karakolluk olduklarını, anne hakkında kamu davası açıldığını, kadının ortak çocuğa şiddet uyguladığı sırada zengin biriyle evleneceğini, bu kişinin ona ev araba alacağını beyan ettiğini, yine erkeğe karşı "seni boynuzlayacağım, konuştuğum biri var, benimle evlenmek isteyen biri var, boynuzlu öküz" gibi ağır sözler söylediğini, müvekkilini defalarca kapısını kitleyip yatak odasına almadığını, aile içerisinde sürekli huzursuzluk çıkarttığını, müvekkilinin annesini dövdüğünü, saçlarını keserek yerlerde sürüklediğini, müvekkiline gittiği yerleri söylemediğini, müvekkili ararsa bilgi sahibi olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk için tedbiren aylık 500,00 TL nafakaya hükmedilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadın para kazanması ve kazandığı parasını paylaşmaması sebebi ile evde bulunan mutfağın kapısını kilitledikleri, ortak çocuğun kadına anne diye hitap etmediği, tarafların evlendiklerinden beri erkeğin annesinin evinde yaşadıkları, kadının ortak çocuğa karşı meydana gelen darp eylemi karşısında erkeğin kadına haksız tahrik hükümleri çerçevesinde darp eyleminde bulunduğu, kadının darp ile karşılık verdiği, taraflara adli para cezası verildiği, ilamın kesinleştiği, kadının erkeğe ve ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, kazandığı parasını eşi ile paylaşmadığı, erkeğin ise kadına karşı darp eyleminde bulunduğu, kadın ile yataklarını ayırdığı, kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı, kızı ile kadın arasındaki dengeyi sağlayamayarak ve kızının saygı duymamasına ve kadına ''anne'' diye hitap etmemesine ses çıkarmadığı, erkeğin babasının borçları sebebiyle intihar ettiği, erkeğin ve ailesinin kadını borçların ödenmesine yardımcı olmadığı için sorumlu tuttukları ve erkeğin babasının cenazesinde umuma açık, insanların bulunduğu ortamda kadının onurunu kıracak şekilde hakaretvari cümleler kullandıkları, kadının bir odada yaşamaya iterek manevî şiddete maruz bırakıldığı, gerçekleşen olaylarda erkeğin daha kusurlu olduğu, kadının evlenirken bağımsız bir konutta yaşamayacaklarını bildiği ve bunu bilerek evlendiği ve tanık beyanlarından kadının bağımsız bir konut için eşinden istekte bulunmadığından erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmediği, taraflarca ileri sürülen diğer iddialar usulünce ispat edilemediğinden bu hususlar taraflara kusur olarak yüklenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki tarafın boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, idrak çağındaki ortak çocuğun beyanı ile velâyetinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 250,00 TL iştirak nafakasının kadından alınarak ortak çocuk yararına kullanılmak üzere erkeğe verilmesine, kadın lehine taktir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile karar kesinleştikten sonra aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verimiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, tedbir-yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat miktarını, birleşen davanın kabulünü, iştirak nafakasına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının parasını eşiyle paylaşmadığı, kusurlu bulunduğu ancak kadının yevmiyeli işlerde çalıştığı, düzenli ve sürekli bir gelirinin bulunmadığı, kazandığı para ile kişisel ihtiyaçlarını karşıladığı dikkate alınarak kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, tanık ...'nin zamanı belli olmayan sadece bir olaydan bahsettiği dikkate alınarak kadına çocuğa para vermediği yönüyle kusur verilmemesinin yerinde olduğu, yine tanık ...'nin beyanının kendi içinde çelişkili olması ve diğer kadın tanık beyanlarının somut ve birbirlerine uyumlu olması dikkate alınarak kadına sadece kendine yemek yaptığı yönüyle kusur verilmemesinin yerinde olduğu, kadına verilen diğer kusurun yerinde olduğu, verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, erkeğe verilen kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca bağımsız konut temin etmediği, tanık ..... ve ....'nin beyanı ile ailesi ile birlikte kadını dışladığı, tanık ...'nın beyanı ile erkeğin annesinin ortak çocuğu anneye karşı kışkırtmasına sessiz kaldığı, tanık ...'nin beyanı ile kadının hastalığıyla ilgilenmediği ve düzenli çalışmadığı yönüyle kusurlu bulunduğu, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu yönündeki Mahkemenin kusur dağılımının isabetli olduğu, kadına yoksulluk nafakası takdirinde bir isabetsizlik yok ise de hükmedilen nafaka miktarının tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre düşük olduğu, kadının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı gözetilmeksizin velâyeti babaya verilen ortak çocuk yararına kadının iştirak nafakasından sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu, kurulan kişisel ilişkinin, asıl ve birleşen davada birbiri ile uyumlu olmadığı ve infazının bu haliyle kabil olmadığı görüldüğünden resen kişisel ilişkiye dair hüküm fıkralarının kaldırılması gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı, iştirak nafakası yönlerinden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında her ayın 2. ve 4. cumartesi günlerinde sabah 09.00 pazar akşamı 17.00'ye kadar, dini bayramların 2. günlerinde sabah 09.00'dan 3. günü akşam 17.00'ye kadar, resmi bayramlarda ise saat 13.00-18.00 arası, yaz tatil başlangıcı olan 01 Temmuz-15 Temmuz aralığı ile ilköğretim yarıyıl tatilinin ilk cumartesi günü sabah saat 09.00 dan takip eden cumartesi günü akşam saat 17.00'ye kadar, anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine; erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kaldırılan iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, iştirak nafakası ile reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 11.09.2005 doğumlu ortak çocuğun temyiz inceleme tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.