Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6221 E. 2024/4226 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/579 E., 2023/1094 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/326 E., 2022/568 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle birleşen davanın da kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının Haziran 2020 itibari ile sona ermesine dair karar, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile velâyet yönlerinden yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, davalı-davacı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı-davacı erkeğin birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası dışında kalan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalı kadının, İlk Derece Mahkemesince kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarına kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacı kadının temyiz isteminin nafakaların miktarı yönünden reddine karar vermek gerekir.

Davacı-davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışında kalan diğer yönlere yönelik ve davalı-davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, eş ve çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, çocuklara ilgisiz davrandığını, sürekli fiziksel, psikolojik ve sözel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sürekli baskı yaptığını, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bağımsız konut sağlamadığını, sağlığı açısından olumsuz koşullar altındaki evde yaşamaya zorladığını, aile mahremiyetini hiçe saydığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ailesinin tesiri altında kaldığını, zorla deri işinde çalıştırdığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, nafakalara her yıl faiz uygulanmasına, kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının eş ve çocuklara sürekli bağırdığını, sürekli hakaret ettiğini, saygılı olmadığını, çocuklara baba dedirtmediğini, çocuk ...'ya şiddet uyguladığını, aile içindeki sırları çevreye anlattığını, sürekli yalan söylediğini, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, ailesini "ziyarete gidiyorum" diye gidip gelmediğini, ayrılmak istediğini söylediğini, şartları olduğunu söylediğini, para ve altınları alıp gittiğini iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, çocuklar ..., ... ve ...'nin velâyetinin babaya verilmesine, 250.000TL maddî, 250.000TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediği, fiziksel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuklar yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına dava tarihinden aylık 250,00TL, karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakasının kararla birlikte aylık 300,00 TL'ye yükseltilmesine, iştirak nafakası olarak devamına, nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, asıl davanın fer'îleri ile birlikte reddi, birleşen davanın fer'îleri ile birlikte kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iki dava yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, kadının, eş ve çocuklarına sürekli bağırdığı, erkeğe hakaret ettiği sabit olduğu halde bu hususlarda kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, birleşen davanın kabulü gerektiği, çocuk ...'nın Haziran 2020 tarihinden beri baba yanında yaşadığı halde kadın lehine söz konusu çocuk için Haziran 2020 tarih ve sonrasına ilişkin tedbir nafakası verilmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle birleşen davanın kabulüne, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının Haziran 2020 tarihine kadar ödenmesine, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının Haziran 2020 itibari ile sona ermesine dair kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile velayet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesinin çocukların üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı kadının nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.