Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6229 E. 2024/2891 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat ve nafaka miktarlarının yerindeliği ile davalı kadının sonradan açtığı boşanma davası ile mevcut davanın birleştirilip birleştirilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce açılmış ve halen derdest olan bir boşanma davası bulunduğu, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğduğu, bir dava hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğu ve bu sebeple 6100 sayılı HMK'nın 166. maddesi gereğince davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/679 E., 2023/1299 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/134 E., 2022/1014 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının ve fer'ilerinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe hakaret ettiğini ve aşağıladığını, erkeği ....isimli şahıs ile aldattığını, erkek adına kayıtlı olup kadın tarafından kullanılan telefon hattından ....isimli şahsa ait hat üzerinden görüşmeler yaptığını, bu kişiye para havale ettiğini iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesine, davacı için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP;

Davalının usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesini süresinde sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin davalıya 31.03.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalının yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı, cevap dilekçesi sunmayan tarafın sonradan tanık deliline dayanamayacağı, usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vakıanın esas alınarak davacıya kusur yüklenemeyeceği, celp edilen GSM kayıtlarından anlaşılacağı üzere, davalı kadının eşi adına kayıtlı ve kolluk araştırmasında kendisinin kullandığı ...numaralı hat ile ... isimli kişi adına kayıtlı ... numaralı hatla vakitli, vakitsiz makul olmayan sürelerle telefonla görüştüğü, dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmı duyuma dayalı, bir kısmı geçimsizlik hususunu ispata elverişli olmayan beyanlardan ibaret olup, bir kısım beyanlardan anlaşılacağı üzere, davalı kadının, davacı erkek hakkında ''salak, mal, o ne biliyor, zenginler benim arkamda'' şeklinde hakaret içeren sözler söylediği, davalı kadının davacı erkeğe ''sen adam mısın?'' şeklinde aşağılayıcı söz söylediği, olayların akışı karşısında sadakate aykırı güven sarsıcı davranışlarda bulunan, eşine hakaret eden, aşağılayıcı söz söylen davalı kadının boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için davacı erkeğin tedbir ve iştirak nafakası isteminin reddine, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin reddine, çocuklar yararına aylık 600,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 17.500,00 TL maddî ve 17.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından salt davacı ve davacının soyut ve af niteliği taşıyan tanık beyanlarının dikkate alınarak hüküm kurulmasının, eksik incelemeye dayalı ve gerekçesi belirtilmeyen kararın hukuka aykırı olduğunu, dosyaya getirtilen telefon numarası kayıtlarının bilirkişi marifeti ile dökümü yaptırılarak taraflara tebliğ edilmediğini ve kadının görüşme yaptığı numaralar var ise bu numaraların kimlere ait olduğunun/ kimlerin kullandığının araştırılmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının delilleri toplanmayarak savunma hakkının ihlal edildiğini, kadının inkar savunmasına yönelik delilerin toplanmadığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, dava dilekçesi tebliğe çıkartıldığı esnada kadının annesi yoğun bakımda tedavi gördüğünden l eve uğrayamadığını, bu nedenle muhtara bırakılan tebligattan hiçbir suretle haberi olmadığını, ilk celsesinde kendisine dava açıldığını öğrenen kadının duruşmaya katıldığını ve hakkındaki iddiaları kabul etmediğini, buna ilişkin tanıklarının duruşma salonu önünde hazır olduğunu ve dinletmek istediğini beyan ettiğini ancak Mahkemece talebin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 145 inci maddesinin somut olayda değerlendirilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kadına atfedilen kusurlara dayanak iddialardan sonra evlilik birliğinin uzun sayılabilecek süreyle devam ettiğini, erkek tarafından affedilmiş veya en azından hoşgörüyle karşılanmış sayılmasının gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, erkek yararına kabul edilen maddî- manevî tazminat ile miktarı, çocuklar için hükmedilen nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca iş bu dava derdest iken kadın tarafından erkek aleyhine Samsun 3. Aile Mahkemesi'nin 2023/330 Esasına kayıtlı boşanma davası ikame edilmiş olmasına karşın Bölge Adliye Mahkemesi'nce bu durumun göz ardı edildiğini, dava dosyalarının irtibatlı ve bağlantılı olması nedeniyle dosyaların birleştirilmesi veyahut Bölge Adliye Mahkemesi tarafından iş bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmekteyken söz konusu durumun göz ardı edildiğini ve hukuka aykırı bir şekilde eksik inceleme neticesinde karar verildiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, erkek yararına kabul edilen maddî- manevî tazminat ile miktarı, çocuklar için hükmedilen nafaka miktarları, birleştirme talebinin değerlendirilmesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğe yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ile çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadına yüklenen kusurların af kapsamında kalıp kalmadığı, Samsun 3. Aile Mahkemesi'nin 2023/330 Esas numaralı boşanma davası ile iş bu yargılamaya konu boşanma davasının birlikte incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 182 nci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Taraflar arasında görülen boşanma davasında verilen boşanma hükmü kesinleşmemiş olup davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde, davacı erkek aleyhine Samsun 3.Aile Mahkemesinin 2023/330 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığını belirtmiş ve davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî-manevî tazminat, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, eldeki boşanma davası ile açılmış olan diğer boşanma davasının birleştirilerek görülmek suretiyle davaların esası hakkında hüküm kurulması için birleştirme talebi gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.