"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1046 E., 2023/1047 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/903 E., 2023/221 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve kadın tarafından açılan ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet ve çeyiz alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, bağımsız konut temin etme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek eşini ailesinin yanında bıraktığını, eşini yaşadığı Almanya ülkesine götürmediğini, erkeğin, kıskanç ve baskıcı yapısının olduğunu, müvekkilini eve kapadığını, kıskançlığı sebebiyle dil kursuna dahi gitmesine izin vermediğini, hakaret ettiğini, müvekkiline güvenmediğini, düğünde takılan ziynetlerin erkek tarafından alındığını ve çeyiz eşyalarının erkekte kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl arttırılması ile 50.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, kadından tek beklentinin Almanca öğrenerek biran müvekkilinin yanına gitmesi olduğunu, kadının dil öğrenmek için çaba sarf etmediğini, evlenirken Türkiye de erkeğin annesi ile yaşamayı kabul ettiğini, müvekkilinin annesine saygısızlık ve eziyet ettiğini, sürekli ailesinin yanına gitmek istediğini, ev içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, kadının maddî çıkarlar için evlilik yaptığını, ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadını kendisi ile birlikte yurt dışına götürmediği. dil kursuna göndermediği, kendi ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığı, kadının kök ailesi ile istediği zaman yüz yüze veya telefonda görüşmesine izin vermediği, önceki evliliklerini gizlediği, kadının ise zamanının çoğunu telefonda geçirdiği ve evi terk ettiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarını ispatladığı gerekçesi ile; her iki tarafın boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet ve çeyiz alacağı davalarının kabulü ile kararda belirtilen ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde kararda belirtilen bedelin kadına ödenmesine, davalı- davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;yerel mahkeme kararını, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların kabulü, tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı, ziynetlerin kabulü, kadının kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu, olayların akışına uygun düşen kadın tanıkların beyanlarının üstün tutulmasında, ziynetlerin erkekte kaldığını ve kadının baba evine ziynetleri almadan döndüğü ve kadına iade edilmediğinin sabit olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, kadın yararına hükmedilen nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurları dışında kusur yüklenip yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, koşulları var ise kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.