Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6237 E. 2024/5693 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat miktarı ve yoksulluk nafakası miktarının tayini uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz itirazlarının reddiyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/408 E., 2023/805 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Devrek 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/17 E., 2022/312 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikleri tarihten bu yana ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, duygu ve düşünce birliği sağlanamadığını, sevgi ve saygıları azalarak yok olma noktasına kadar geldiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalıya dava dilekçesi ve tensip zabtı ekli tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı sonrasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği ve davalının 17.10.2018 tarihli mahkeme celsesinde; "açılan davayı kesinlikle kabul etmiyorum, ben boşanmak istemiyorum, daha önce mahkemede görülüp de ret kararı verilen boşanma davasında karşı taraf davanın reddini savunmuştu, ben çocuklarımı adam edebilmek için yıllarımı verdim, kesinlikle boşanmak istemiyorum, ben davacıya ait evde kalmaktayım ancak bu evde davacı ile birlikte kalmamaktayım, davacı ile uzun süredir ayrı evlerde yaşıyoruz" şeklinde beyanda bulunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 13.3.2019 tarih, 2018/79 Esas, 2019/122 karar sayılı kararı ile; erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili boşanma ve fer’îleri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 5.12.2019 tarih ve 2019/938 esas 2019/1019 Karar sayılı kararı ile; hüküm duruşmasında davalı vekili tarafından 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde (Aile) 2019/46 esas sayılı dosyasında müvekkili adına boşanma davası açtıklarını ve birleştirme talebinde bulunulmasına rağmen yerel mahkemece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/46 Esas sayılı dava dosyası incelenmeden söz konusu birleştirme talebi hususunda bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, davaların birleştirilmesi ve delillerin hep birlikle değerlendirilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince deliller toplanmamış ve değerlendirilmemiş hale geldiğinden, davalının istinaf talebinin kabulü ile, Devrek 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/46 Esas sayılı dava dosyasının tarafları ve konusu aynı olan, bu dosya ile birleştirilerek, birleşen dosyadaki dilekçeler aşamasının tamamlanması ve sonrasında ön inceleme duruşması yapılması sonrasında, her iki davadaki delillerin birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için,yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, asıl davada reddedilen boşanma davasından sonra tarafların fiilen bir araya gelmedikleri, 3 yıllık yasal sürenin ziyadesi ile gerçekleştiği göz önüne alınarak asıl davanın kabulüne ve birleşen davada, erkeğin eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek başka bir kadından çocuğunun olması nüfus kayıtlarıyla da sabit olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile asıl boşanma davasının ve kadının birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci ve son fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına, birleşen davacı kadın lehine 450,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, ile 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacı kocadan alınarak davalı-b. dosya davacısı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı olduğu, asıl davanın reddi gerektiği, müvekkili lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu, müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu ileri sürüp yerel mahkeme kararının kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve tazminatlar ile nafaka miktarının fazla olduğu yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu anlaşılmakla, kadın yararına hakkaniyete uygun miktarda yoksulluk, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğinden 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten alınarak, kadına verilmesi, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-birleşen dosya davalısı erkekten alınarak, davalı-birleşen dosya davacısı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, yerel mahkemenin kararında manevî tazminatın dayanağı ve kadın eşin kişilik haklarının ne sebeple zedelendiğinin somutlaştırılmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın eşin kusurlu olduğundan maddî tazminat kararının hatalı olduğunu, nafakaları ödeyecek imkanın olmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.