Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6254 E. 2024/3632 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından icra takibine konulan borçtan davacının sorumlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından icra takibine konu borcun bir kısmının ödendiğinin banka dekontuyla ispatlanmış olması, davacının bu kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini gerektirmesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1079 E., 2023/1216 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/38 E., 2023/133 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Almanya Düren Yerel Aile Mahkemesinin kararıyla boşandıklarını, mahkemenin müvekkilinin davalıya 11.179.31 Euro ödemesine karar verdiğini, sonra davalı tarafından müvekkili aleyhine boşanma kararının tanınma ve tenfizi ile alacağının %5 faiz ile hüküm altına alınması için Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, dava açılmadan önce bu paranın 3.644.31Euro'nun Almanya'da ödendiğini, kalan borç için de resmi belge ve tanık huzurunda müvekkilinin müşterek araba ve evdeki eşyalardaki hissesine karşılık anlaştıklarını, eşya ve arabanın davalıda kaldığını, yukarıda bahsedilen dosyadan alacak davasının tefrik edilerek devam edildiğini, davayı takip etmediğini ve taraflarınca davanın hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, böylelikle davacı tarafa borcun kalmadığını, davalının bu parayı talep hakkının olmadığını, buna rağmen ilamı takibe koyarak kötü niyetli olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı tarafa 14.252.85 Euro (88.367,67TL) borçlarının kalmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı ve ödeme iddiasını kabul etmediklerini, davacının ortak banka hesabındaki parayı çekip müvekkiline ödeme yapmaması nedeniyle Almanya Düren Yerel Aile Mahkemesinin 25 F 88/14 nolu kararı ile davalının müvekkile 11.179,31 Euro ödemesine karar verildiğini, kararın Türkiye'de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfiz davası ile birlikte tasarrufun iptalinin de talep edildiğini, tasarrufun iptali davasının tefrik edildiğini, tasarrufun iptali davası için önce tanıma ve tenfiz davası hakkında karar verilmesi gerektiğinden tasarrufun iptali davasının taraflarınca takip edilmediğini, tanıma ve tenfiz kararı kesinleştiğinde kararın icra takibine konu edildiğini, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş ise de davacının o davada ödemeyi ispat etmediğini, davacının menfi tespit talebinin hukuki karşılığının bulunmadığını belirterek davanın reddine, haksız ve kötü niyetle açılan dava nedeniyle müvekkili lehine %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.11.2021 tarih ve 2019/553 Esas, 2021/626 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş olup kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2022 tarih ve 2022/454 Esas, 2022/1297 Karar sayılı kararı ile davanın aile mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.2023 tarih ve 2022/477 Esas, 2022/557 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya görevli aile mahkemesine gönderilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Almanya Ülkesi Düren Yerel Mahkemesi’nin 25 F 332/13 sayılı kararı ile boşandıklarını ve bu kararın kesinleştiğini, boşanma kararı için Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/342 Esas sayılı dava dosyası ile tanıma kararı verildiği, bu tanıma kararının 25.03.2016 tarihinde kesinleştiği, yine taraflar arasında ki para alacakları ile ilgili olarak aynı Almanya Ülkesi Düren Mahkemesi’nin 25 F 88/14 esas sayılı tazminat alacağı kararı verildiği, bu tazminat alacağı kararının 21.10.2015 tarihinde kesinleştiği, bu alacak kararı hakkında Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/149 Esas sayılı dava dosyası ile tanıma ve tenfiz kararı verildiği, bu tanıma ve tenfiz kararının 11.06.2019 tarihinde kesinleştiği, davalının bu tanıma ve tenfiz kararı üzerine Balıkesir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/5545 Esas sayılı takip dosyası ile 20.09.2019 tarihinde icra takibi başlattığı, davacının da bu icra takibi nedeni ile borcu olmadığını iddia ettiği, bu iddiayı ispat edebilecek ne bir beyan ne de bir ödeme belgesi bulunmadığı, davacı tarafın davalı tarafından açılan Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/141 Esas sayılı dava dosyası içeriğinin ve bu dosya ile yapılan yargılama sonrasında davanın reddine dair kararın borçlu olmadıklarını ispatlar nitelikte olduğunu iddia edilmiş ise de, bu dosyanın davalı tarafından tazminat alacağı ile ilgili yabancı mahkeme hükmü ile tanıma kararı veren mahkeme hükmü bulunmasına rağmen davalılar ... ve Fatma Karaca isimli kişilerin bu tazminat alacağını ödememek amacı ile mal kaçırmaya çalıştıkları iddiası ile bu mal kaçırmaya yönelik tasarruflarının iptal edilmesi talebi ile açılmış olduğu, bu nedenle bu davanın davacının borçlu olmadığı iddiasını ispatlamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Almanya Ülkesi Düren Mahkemesi’nin 25 F 88/14 esas sayılı tazminat alacağı kararı yönünden açılan tanıma ve tenfiz dosyasından tefrik edilen alacak davasının davalı tarafından takip edilmemesi ve davanın reddine karar verilmesi ile borçlu olmadıklarının ispatlanmış olduğunu, borcun olmadığına dair belge de sunulduğunu, tanık da dinletildiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit davası olup uyuşmazlık, takibe konulan borçtan davacının sorumlu olup olmadığı, davanın reddi kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 102 nci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı, Almanya Ülkesi Düren Mahkemesi’nin 25 F 88/14 esas sayılı kararı ile aleyhine 11.179,31 Euro ödenmesine karar verildiğini, kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilerek icra takibine konu yapıldığını, icra takibine konu bedelin 3.644.31 Euro'sunun Almanya'da karşı tarafa ödendiğini, kalan miktar yönünden de ev eşyasındaki ve arabadaki hissesinden vazgeçme yoluyla anlaşmaya vardıklarını belirterek aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ise, yapılan ödemenin tarafların Almanya'daki boşanma dosyasına ait yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olduğunu, davaya konu icra takibine yönelik bir ödeme yapılmadığını, ev eşyası ve araba hisseleri hususunda da anlaşmaya varmadıklarını beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince ödemeyi ispat edecek beyan ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması ile Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararı verilmiştir.

3.Eldeki dava dosyası ve ekli dosyaların incelenmesinde; davalı vekilinin, ödemenin davaya konu icra dosyasına ait olmadığını, Almanya'daki boşanma dosyasına ait olan yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olduğunu belirterek sunduğu dilekçenin ekine bir kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin tek sayfasını eklediği görülmektedir. Sunulan tek sayfanın ekli dosya içinde mevcut olan Almanya Ülkesi Düren Mahkemesi’nin 25 F 88/14 esas sayılı kararına ilişkin Almanya'da açılan icra takibine ait olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibe yönelik davacının Almanya'daki banka hesabındaki bakiyeye 26.06.2015 tarihli haciz ve havale kararı nedeniyle haciz konulduğu,13.01.2016 tarihli banka yazısı ile de icra alacaklısı olan davalının Almanya'daki vekiline, 3.644,17 Euro ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Kanun'un 102 nci maddesinde "Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır." hükmü düzenlenmiştir. Buna göre davacı tarafından, yapılan icra takibi nedeniyle 3.644,17 Euro ödeme yapıldığı sabit olup, bu miktarın davaya konu icra dosyasındaki toplam miktardan düşülmesine karar verilerek bu miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan itirazlarının yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.