"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/293 E., 2022/2012 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ceyhan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/304 E., 2020/718 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı asıl dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı eşiyle 18 yıllık evli olduklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik ve anlaşmazlık olduğunu, sürekli kavga ettiklerini, son 1 haftadır ayrı yaşadıklarını, evliliklerinden müşterek 2 çocuklarının olduğunu, eşinin kendisini aldattığını, evde bir başkası ile eşini yakaladığını, karakolluk olduklarını çocuklarının velâyetini istediğini, nafaka ödemeyeceğini, şahitlerini duruşma günü hazır edeceğini, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı karşı davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, eve gelen kişinin aile dostları ve arkadaşı olduğunu, geldiğinde çocuklarında evde ve yanlarında olduğunu, davacı- karşı davalının evi terk edip gittiğini, altınlarını gasp ettiğini, çocukları ve kendisinin psikolojilerinin bozulduğunu belirterek; tarafların boşanmalarına karar verilmesi, çocukların velâyetinin kendisine verilmesini çocuklar için uygun görülecek nafakaya hükmolunmasını, kendisi yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evliliğin ilk gününden itibaren sürekli baskıya maruz kaldığını, erkeğin çocukları anneleri aleyhine ifade vermek üzere tehdit edip yönlendirdiğini, eve eşyalarını almaya geldiğinde hakaret ve tehdit ettiğini, bu olaydan dolayı şikayetçi olduğunu, davacı karşı davalının çocuklara karşı tehdit ve hakarette bulunarak korkutmaya çalışmış, anneleri aleyhine ifade vermelerini sağladığını, hamileliği sebebiyle erkeğin DNA testi istediğini, eve bakmadığını uyuşturucu kullandığını iddia ederek davacı karşı davalının açmış olduğu boşanma davasının ve tüm taleplerinin reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin ve doğacak olan bebeğin velâyetinin anneye verilmesini, davalı kadının hamile olması ve bir takım ihtiyaçlarını karşılaması için aylık 1.000,00 TL çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00'er TL tedbir nafakasına hükmolunmasına, doğacak bebek için doğduktan sonraki ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1000,00 TL tedbir nafakası verilmesini, dava sonunda tarafların boşanmalarına karar verilmesi halinde aynı miktarda nafakanın iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı- karşı davacı kadına ait altınların aynen iadesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk İrem ile annenin görüştürülmemesi nedeniyle çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı kadının eşini aldattığının Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen DNA raporu ile sabit olduğu ve davalı karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuk 27.06.2006 doğumlu İrem'in velâyetinin davacı karşı davalı babaya verilmesine, anne ile kişiel ilişki tesisine, ortak çocuk... ergin olduğundan bu çocuk hakkında velâyet talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 22.08.2019 doğumlu ...'ün velâyetinin davalı karşı davacı anneye bırakılmasına, kadının karşı davasının reddine daha önce ara kararla hükmolunan kadın için verilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, küçük ... için daha önce ara kararı ile verilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının, yoksulluk, iştirak nafakası, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, erkeğin tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, yönlendirmeyle hareket ettikleri, beyanlarına itibar edilemeyeceği, tanık olarak dinlenen ortak çocuk...'nın duruşma sabahı annesiyle tartışması nedeniyle duruşmada annesi aleyhine beyanda bulunduğunu, beyanına itibar edilemeyeceğini, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesi kararının hatalı olduğunu, toplanan delillerden müvekkilinin davacı karşı davalı taraftan daha kusurlu olmadığının anlaşıldığı, yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması, davacı karşı davalının davasının reddine, talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesi talebi ile; asıl davanın kabulü karşı davanın reddi yönlerden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının açtığı davada hakaret ve tehdit vakıasına dayandığı delil olarak Ceyhan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/606 Esas 2020/268 Karar sayılı dosyasını gösterdiği, bu dosyaya göre davacı karşı davalı erkeğin karşı boşanma davası açılmadan önce 14.04.2019 tarihinde eşyalarını almak için kadının evine gittiğinde tartışma çıkarttığı, kadına "sen o...sun, onunla bununla yatıyorsun, künyeyi vermezsen bu evi yakarım, s.... git" diyerek tehdit ve hakaret ettiği belirtilerek davacı karşı davalı erkeğin adli para cezası ile cezalandırılmasına, yeniden suç işlemeyeceği kanaatiyle tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mahkemece davacı karşı davalı erkeğe hakaret ve tehdit vakıasından dolayı kusur yüklenmesi gerekirken herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek kadın tarafından açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda sadakat yükümlülüğüne uymayan davalı karşı davacı kadının ağır, eşine hakaret ve tehdit içeren sözler söyleyen davacı karşı davalı erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının kusur belirlemesi ve karşı davanın reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadının karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına vekâlet ücretine, kadının asıl davanın kabulü, yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi ve velâyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ceza dosyasına konu olayda davalı karşı davacı kadının yalan beyanda bulunduğunu, kaldı ki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesin hüküm teşkil etmeyeceği, kadının davasının kabulü ile yararına vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulü ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğe yüklenen kusurların sabit olup olmadığı ve kadının karşı davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği erkek aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.