"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/731 E., 2023/1472 K.
KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/383 E., 2021/595 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet ve ev eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ve ziynet alacağının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların kusur dereceleri, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair itirazların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin evi ile ilgilenmediğini, kadını aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sosyal medyadan başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, kız çocuğu doğurması nedeniyle kadını aşağıladığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, nafakaların enflasyon oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet ve ev eşyası alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının ilgisiz olduğunu, sık sık evini terk ettiğini, boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığı, erkek çocuğu olmadığı için erkeğin ve ailesinin psikolojik baskı yaptıkları, "annem istediği için seninle evlendim" diyerek insanların içinde kadını rencide ettiği, erkeğe ait telefonun içeriğinde müstehcen fotoğrafların yer aldığı bu haliyle güven sarsıcı eylemde bulunduğu, bu haliyle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 18.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet talebinin reddine, ev eşyası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın ve davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuk ile baba arasında düzenlenen kişisel ilişki, kusur değerlendirmesi, maddî, manevî tazminat ile nafakalar miktarları ile ziynet alacağı davasının reddi, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının cevaba cevap dilekçesini süresinde sunmadığı, kusur değerlendirmesi, davanın kabulü, tazminatlar ile nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, katılma yoluyla istinafa geldiği, ancak erkeğin istinaf konusu ettiği konulara ilişkin istinaf başvurusunda bulunabileceğinden erkek tarafından istinaf konusu edilmeyen ve boşanmanın fer'isi niteliğinde olmayan kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik taleplerinin istinaf değerlendirmesine tabi tutulmadığı; davalı erkeğe, "annem istediği için seninle evlendim şeklinde rencide edici sözler söylediği" kusur olarak izafe edilmişse de tanık ifadelerinden; erkeğin "benim evlenmeye niyetim yoktu annem istediği için evlendim" şeklinde beyanda bulunduğu, bu sözün davacı kadın kastedilerek söylendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesi ile anılan eylemin erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, dosyaya sunulan cinsel içerikli fotoğrafların bizzat erkeğin telefonundan elde edildiğinin ispatlanamadığı kaldı ki bu fotoğrafların erkeğin telefonundan elde edildiği kabul edilse dahi, rıza dışında elde edilen delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde bulunduğu "güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu" vakıasının da erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen sair kusurlu eylemlerin gerçekleştiği, kadının kusurlu bir davranışının varlığının ise kanıtlanamadığı anlaşılmasına göre yine de davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş olması doğru ise de, kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen yoksulluk nafakası miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kusur durumu ile kadının mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiğinden ve kişilik hakları ihlal edildiğinden kadın yararına yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin kusur belirlemesine, kadının ise; maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf başvurularının kabulüne, erkeğe yüklenen "güven sarsıcı davranışlarda bulunma ve rencide sözler söyleme" kusurlarının çıkartılmasına, maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının artırılmasına tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; maddî, manevî tazminat ile nafakaların miktarları ile ziynet alacağı davasının reddine yönelik kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakalar miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının ziynet alacağı davasının reddini katılma yoluyla istinafa getirmesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesince bu konuda yapılan değerlendirmenin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 191 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.