Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6272 E. 2024/4231 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/504 E., 2023/1354 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/221 E., 2021/783 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin evlilik süresince kendi annesi ile vakit geçirdiğini, müvekkilini de zorladığını, davalı erkeğin babası vefat ettikten sonra alkole başladığını, gece hayatı sebebi ile eve geç geldiğini, müvekkilinin hamile olduğunu söylediğinde sevinmediğini, erkeğin annesinin de çocuğun babasının oğlu olmadığını söylediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, davalı erkeğin müvekkilinden para istemesi üzerine müvekkilinin kredi çekmek zorunda kaldığını, erkeğin taraflara ait aracın parasının alkole gittiğini söylemesi üzerine çıkan tartışmada davalı erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, bıçak çektiğini, fiili ayrılık sırasında ev anahtarını değiştirdiğini, hakaretler ettiğini ve ortak çocukla ilgilenmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı kadının sürekli hakaret ettiğini, "sen çocuk yapmak istemiyorsan ben doğulu bir kişiyle birlikte olup yedi tane çocuk yaparım" demesinden dolayı müvekkilinin annesinin ortak çocuğun oğlundan olup olmaması durumu için DNA testi yapılmasını istediğini beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, çoğu zaman eve gece geç saatlerde ve sarhoş olarak geldiği, düzenli bir iş hayatının olmadığı, sürekli babasından ekonomik olarak destek aldığı, babasının vefatından sonra da evin geçimini davacı kadının sağladığı, erkeğin kadından bu nedenle para istediği, çocuk sahibi olmak istemediği, bu nedenle tarafların sürekli tartıştığı, davacı kadının da bu nedenle tepki mahiyetinde "bende bir kürde varırım on çocuk yaparım" dediği, davalı erkeğin kadını sürekli takip ederek sosyal hayatını kısıtladığı, davacı kadının da davalı erkeğe karşı fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, olayların akışı karşısında davalı erkeğin ağır, kadının az kusurlu eylemleriyle tarafların evlilik birliğinin sarsıldığı evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinişn annesine verilmesi gerektiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu, kadının düzenli geliri olduğundan boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, lehine hükmolunan tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarları ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmolunan iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet ile iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.