"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/166 E., 2023/909 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/257 E., 2021/773 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; son beş yıldır kadının soğuk savaş uyguladığını, fiziken ve ruhen uzak davrandığını, konuşmadığını, sürekli surat astığını, sert davrandığını, yok saydığını, beş yıldır yatağını ayırdığını, ortak çocuğun babaya karşı tavır almasına gayret ettiğini, erkeğin ailesine mesafeli davrandığını, onlarla görüşmekten imtina ettiğini, ailesine sevgi ve saygı göstermediği gibi çocuğu da ailesinden soğuttuğunu, evin maddî giderlerine katılmadığını, aşırı savurgan harcamalar yaptığını, erkeğin emekli ve kadının özel şirkette yönetici olduğunu, erkekten daha çok para kazanması nedeniyle ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin az maaş alması nedeniyle hor gördüğünü, açık şekilde giyindiğini, erkek bu konuda uyardığında kadının erkeği terslediğini, evlilik birliğinin yüklediği vazifeleri yerine getirmediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, kadının sadakatsizliğine yönelik ciddi şüphenin olduğunu, patronu ile samimi mesajlaşma yaptığını, son zamanlarda maaşının üzerinde lüks harcama yaptığını, erkek olmadan yurt içi ve yurt dışı tatillere gittiğini, erkeğe birlikte gitme konusunda teklifte dahi bulunmadığını, ortak çocuk ile birlikte tatile gittiğini, belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin çalışmaması nedeniyle kadının yaptığı, konuştuğu, yaşadığı her şeyi eleştirmeye başladığını, erkeğin iş tekliflerini reddederek evde oturduğunu, ortak çocuk babasından para istediğinde "git annenden iste, siz annenle gezip dolaşırken ben çarşıya gidip param yok diye yemek yemeden dönüyorum" dediğini, ortak çocuğun yanında cinsel içerikli videolar izlediğini, erkeğin tahammülsüz yapısı nedeniyle ortak çocuğa şiddet uyguladığını, kadının bunu engellemeye çalışırken şiddete maruz kaldığını, uzun süreler çocuğu evde yalnız bırakarak dışarı çıktığını, kadına hakaret ettiğini, kadının ailesine sürekli kadını şikayet ettiğini, kadının patronu ile yaptığı iddia edilen mesajların kadına ait olmadığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli olarak cinsel içerikli videolar izlediğinin, ortak çocuğa ve kadına fiziksel şiddet uyguladığının; kadının ise erkeğe soğuk ve sert davrandığının, hakaret ettiğinin, 5 yıldır yatağını ayırdığının, erkeğin ailesine sevgi ve saygı göstermeyip onlarla görüşmekten kaçındığının, ortak çocuğu da erkeğin ailesinden uzaklaştırdığının sabit olduğu, otelden gelen yazı ve getirtilen telefon kayıtlarında kadının herhangi bir numara ile uzun ve özellikle gece saatlerine denk gelen zaman dilimlerinde görüşmesine rastlanmaması karşısında erkeğin aldatma iddiasını ispatlayamadığı, erkeğin çalıştığı ve iş aktinin sonlandığı şirketlerden gelen cevabi yazılar karşısında da kadının, erkeğin çalışmaktan kaçındığı iddiasını ispatlayamadığı, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 800,00TL iştirak nafakasına, eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadına ait otel kayıtlarının eksik geldiğini, tekrar getirtilme taleplerinin reddedildiğini, emniyetten gelen tutanağa göre kadının otelde başka erkek ile kalarak sadakatsiz davranışta bulunduğunu, ilgili otele yazı yazılmadığını, karşı tarafça otel yazısının sunulduğunu, ilgili otel ile emniyet bilgilerinin birbirini tutmadığını, bu durumda emniyet kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğini, dosyaya sunulan mesaj kayıtlarında da kadının aldattığının açık olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tanık beyanlarının yanlı olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tanıklarının yanlı ve duyuma dayalı beyanda bulunduğunu, otel kaydı nedeniyle çekilen ihtarname sonucunda kadının otelde başkası ile kalmadığının ispatlandığını, otel kaydının getirtilmesi talebinin reddedildiğini, erkeğin bu durumu yanlış yönlendirmesi nedeniyle aleyhine ceza davası açıldığını, erkeğin ortak çocuğun yanında cinsel içerikli videolar izlediğine ilişkin araştırma yapılması talebinin reddedildiğini, kadının tek başına ortak çocuğun masraflarını karşılayamadığını, bu nedenle ailesinden destek aldığını, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ve reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; iştirak nafakasının miktarına ilişkin itirazı hariç olmak üzere istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, eşit kusur tespitinin ve bu nedenle taraflar lehine tazminata hükmedilmemesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, asıl ve karşı davaların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.