Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6293 E. 2024/5413 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz istemlerinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1304 E., 2023/508 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/189 E., 2021/536 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında başlayan geçimsizlik ve sorunların yıllar içinde artarak devam ettiğini, davalının eve geç gelmelere, gün geçtikçe eve geliş ve çıkış saatlerinin belirsizleşmeye başladığını, sürekli eve misafir getirip mangal partileri verdiğini, müvekkili, evin ihtiyaçları ve kendisi için para istediğinde borç içinde olduğunu söyleyip vermediğini, verdiğinde de hesabını sorduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, boşanmakla tehdit ettiğini, "Defol git" diyerek evden kovduğunu, sürekli cep telefonu ile konuştuğunu, yıllar geçtikçe hakaretlerini artırdığını, eşini sindirmeye çalıştığını, iftiraya varan suçlamalarda bulunduğunu, dengesiz tavırlar sergilediğini, para kazandıkça daha da değişip hareketlerinin şiddetlendiğini, onur kırıcı ve kişilik haklarını yok sayan şekilde davrandığını, bıçakla kovaladığını, eşyalara zarar verdiğini, öldürmekle tehdit ettiğini, köle gibi kullandığını, tehdit, fiziksel ve psikolojik şiddet dışında hiç konuşmadıklarını, müvekkilinin sağlığının bozulmasına neden olduğunu, eşinden habersiz şehir şehir gezdiğini, arandığında telefonları açmadığını, son 5 yıldır ayrı odalarda kaldıklarını belirterek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının evlilik boyunca lüks bir hayat sürüp yarı hissesi kendisine ait villada ikamet ettiğini, adına kayıtlı ve tahsis edilmiş lüks bir araç kullandığını, maddî konularda davacının tüm isteklerinin yerine getirildiğini, müvekkilinin kazancıyla alınan ve davacı adına kaydedilen bir çok taşınmaz olup bu taşınmazlardan gelir elde ettiğini, eşinin ticaret yapma isteğini geri çevirmeyen müvekkilinin iş yeri açması için sermaye vererek tekstil işine girdiğini, zarar nedeniyle kapanan iş yerinin borçlarının da müvekkilince ödendiğini, yakın akrabalarından maddî destek sağladığını, müvekkilinin onur ve haysiyetini zedeleyen asılsız suçlamalarda bulunduğunu, müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin eşine hakaret ve eşini tehdit ettiği, eşine darp uyguladığı, eve gelmediği, kadının ise eşine başkasının yanında beddua ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin kollukça yapılan araştırmalar neticesinde kadının çalışmadığı ve aylık 3.500,00 TL kira gelirinin bulunduğu tespit edilmiş ise de, en son yapılan TAKBİS kayıtlarına göre İstanbul ilinde adına kayıtlı 18 adet, İzmir ve Kayseri ilinde birer adet olmak üzere toplamda 20 adet aktif taşınmaz ile kira gelirlerine ilişkin mükellefiyet kayıtları bulunduğu, aynı şekilde erkek adına kayıtlı çok sayıda taşınmaz bulunup ve emekli maaşı dışında aktif emlakçılık işini yürüttüğü, günümüz ekonomik koşullarına göre düzenli kira geliri bulunan ve adına çok sayıda taşınmaz kaydı bulunan kadının boşanma kararı sonrasında yoksul duruma düşmeyeceği, kadın yararına yoksulluk nafakasına ilişkin yasal koşullar oluşmamış ise de, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkına sahip kadın yararına tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminata ilişkin yasal koşulların oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesi ve miktarları isabetli ise de, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetli görülmediği gerekçesiyle davalı erkek vekilinin kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin esastan kabulü ile bu yöndeki hüküm kaldırılarak kadının yasal koşulları gerçekleşmeyen yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.