Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6295 E. 2024/4650 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu ve hangi tarafın boşanma talebinin kabul edilmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların beyanları değerlendirilerek, kadının eşine ve ailesine saygısız davrandığı, evlerine gelmelerini istemediği, erkeğe ve annesine hakaret ettiği, ortak çocukla yeterli derecede ilgilenmediği, aile terapistine gitmeyi reddettiği gibi hususlar nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu kanaatine varılarak, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/889 E., 2023/450 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/854 E., 2019/866 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, çalışmak istemediğini, eve kapandığını, kişisel bakımına özen göstermediğini, agresif ve sinirli olduğunu, ailesini evde istemediğini, baskıcı ve iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, 8.000 Amerikan dolarının maddî tazminat olarak ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, sadece kendi iç dünyasında, sosyal hayattan kopuk, sanal alemde yaşadığını, eşinden ve çocuğundan uzak bir alan oluşturduğunu, eve parasal katkı sağlaması konusunda aşırı baskıcı tutum sergilediğini, bu tutumunun onur kırıcı ithamlarda bulunmaya ve ev içinde huzursuzluk çıkarmaya neden olduğunu, erkeğin işkolik olduğunu, çalışma hayatı,ev hayatı ve sosyal yaşam dengesini hiçbir zaman kurmadığını, her zaman gece yarısından sonra ve çoğunlukla sabaha karşı 03.00’da eve geldiğini, birlikte akşam yemeği yedikleri zamanın sayılı olduğunu, kadının doğum kilolarıyla ilgili sürekli şikayet ettiğini, çocuğuna karşı son derece ilgisiz, onunla vakit geçirmediğini duygusal hiç bir ihtiyacını karşılamadığını, bilgisayar, teknoloji ve bilgisayar oyunu bağımlısı olduğunu, kadına şiddet uyguladığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 75.000,0 TL manevî ve 75.000,0 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşine, baskı unsurlu hareket sergilediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu; erkeğin maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'î niteliğinde bir tazminat talebi olmadığı, usulüne uygun şekilde harçlandırılarak açılmış bir maddî tazminat davasının da bulunmadığı, belirlenen ve gerçekleşen kusurlarında erkeğin kişilik haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 900,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı – davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıklarının hazır etmesine karşın dinlenilmemesinin hatalı olduğunu, dosyada mevcut delilerinin değerlendirilmediğini, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davaların kabulüne ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadının birleşen özel sebebe dayalı pek kötü muamele nedeniyle boşanma istemi hakkında olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilmemesi hatalı ise de, kadının bu yönde açıkça istinafı bulunmaması nedeniyle yanılgıya değinilmekle yetinildiği, Mahkemece, kadının aile içerisinde eşine baskı unsurlu hareket sergilediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, bu nedenle kusurlu olduğu belirtildiği, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; kadının eşine ve ailesine saygısız davrandığı, evlerine gelmelerini istemediği, erkeğe ve annesine hakaret ettiği, ortak çocukla yeterli derecede ilgilenmediği, aile terapistine gitmeyi reddettiğinin anlaşıldığı; kadının süresinde tanık listesi sunmaması ve tanıklarını hazır ettiğinin duruşma tutanağına geçirilmemesi nedeniyle bu yöndeki itirazlarının ve eksik incelemeye yönelik diğer itirazlarının yerinde olmadığı, bu duruma göre erkeğe yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, kadına yüklenen kusurların niteliği, Mahkemece tespiti yapılan kusurlardan farklı ise de boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğuna ilişkin sonuç kusur tespitinin değişmeyeceği, erkeğin istinaf yoluna başvurmaması nedeniyle kararın kusur gerekçesinin kadın aleyhine düzeltilemeyeceği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;geçirdiği operasyon nedeniyle raporlu olduğuna dair belgeyi sunduğunu, tanık listesi için verilen süreden sonraki ilk celse tanıklarını hazır ettiklerini, tanıklarının dinlenilmemesinin hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulüne ve kendi davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulüne ve kadının davasının reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, usuli eksiklik ve eksik inceleme bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 243 üncü maddesi, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.