"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/590 E., 2023/749 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesi; evlendikleri günden sonra taraflar arasında geçimsizliklerin baş göstererek şiddetle büyüdüğünü, yaşanan olaylar neticesinde müvekkilinin Samsun 3. Aile Mahkemesi'nde 2009/1104 Esas sayılı davası ile boşanma davası açtıklarını, açılan bu dava sonucunda Samsun 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/1104 Esas, 2011/1454 Karar sayılı ilamı ile 20.12.2011 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2012/5846 Esas, 2012/24023 Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozma sonrasında Samsun 3. Aile Mahkemesi'nin 2012/534 Esas 2013/74 Karar sayılı ilamı ile yeniden yargılama yapılmış olup davanın reddine karar verildiğini, ret kararının 20.05.2013 tarihinde kesinleştiğini, ret kararının kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı ... süredir tarafların bir araya gelmediğini, ortak hayatın yeniden kurulmadığını, tarafların fiilen ayrılık sürelerinin, geçmişte yaşanan olayların, her iki tarafın da ayrı şehirlerde kendilerine yaşam kurmalarının ortak hayatın yeniden kurulamamasına sebep olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; evliliğin ilk yıllarından bu yana erkeğin özgür yaşamından taviz vermediğini, çeşitli sosyal faaliyetler nedeniyle sürekli dışarıda bir hayatı olduğunu ve eve sürekli geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiğini, eşi ve çocuklarıyla vakit geçirmediğini, davalının evlilik birliği süresince çocukları ile hep yalnız kaldığını, davacının çok uzun süredir ailesinden uzakta kendisine ayrı ve özel bir hayat kurduğunu, davacı babanın ortak çocuklarının yanında olmadığını, başka bir kadınlarla hayat kurduğunu, ortak çocukların çağrısına rağmen onlarla ilgilenmediğini, bu süreçte davalı anneye MDS teşhisi konduğunu, kemik iliklerinin kan hücresi üretmeyi durdurduğunu, aylarca Üniversite Hastanesi'nden ayrılamadığını, davacının bağlanan nafakayı dahi ödemediğini, davacının ev adresinin ortaya çıkmaması için dava dilekçesinde dahi iş yeri adresini bildirdiğini, davacının kendi kusuru ile dava açtığını, davacının davasının reddine, davacının davasının kabulü durumunda kadın lehine 10.000.000,00 TL maddî 10.000.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilesini talep ettmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2018 tarihli ve 2017/298 Esas, 2018/902 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında görülen Samsun 3. Aile Mahkemesinin 2012/534 Esas 2013/74 Karar sayılı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına etken, davalıya yükletilecek kusur tespit edilemediğinden vicdani kanaate varılamadığından sübut bulmayan davanın reddine karar verildiği, kararın 20.05.2013 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelmedikleri, tarafların yaklaşık 8 yıldır ayrı yaşadıkları, boşanmayı doğuran olaylarda davacının kusurlu olduğu, şiddetli geçimsizliğe sebebiyet verebilecek söz ve davranışlarda bulunduğu, görev yerlerine eş ve çocuklarını götürmediği, davalı eşi ile ilgilenmediği, ihmal ettiği, evlilik birliğinin gerektirdiği birlikte yaşamaktan kaçındığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, ayrı ve özgür yaşamayı tercih ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalının bir kusurunun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî tazminata ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2019 tarihli ve 2019/262 Esas, 2019/2194 Karar sayılı kararıyla; tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, evlilik süresi, kadının ihlal edilen mevcut veya beklenen maddî menfaatlerinin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile nazara alınarak, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, düzenli ve sürekli geliri bulunan ve boşanma sonrasında da yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin hükmün yerinde olmadığı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile kadın yararına 150.000,00 TL maddî tazminat ile 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 10.11.2020 Tarihli ve 2020/2020 Esas, 2020/5584 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyulmasına karar verilen kısmi ilamı kapsamı dışında kalan hususlar kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının boşanmanın fer'i niteliğinde tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile kadın yararına 750.000,00 TL maddî ve 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; usul ve kanuna aykırı kararın tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının, tarafların tespit edilen dosyaya yansımış ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusur derecesi, paranın alım gücü, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen maddî menfaat, hakkaniyet ilkesi uyarınca çok az olduğunu ve faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmasına göre davacı erkeğin tüm, davalı kadının aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat az olup bozmanın amacına uygun görülmemiştir. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.