"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/810 E., 2023/914 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/453 E., 2021/249 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, öfke kontrolünü sağlayamadığını, müvekkiline güvenmediğini evin tüm giderlerini müvekkilinin karşıladığını, müvekkilinin ailesine tavır yaptığını, onlarla görüşmeyi reddettiğini, tarafların 9 aydır müvekkilinin ailesi ile görüşmediklerini, tarafların ortak çocuğu ile müvekkilinin annesi ve kardeşinin referandumda oy kullanmak için gittikleri sırada davalı ile karşılaştıklarını, davalının ortak çocuk İhsan Yiğit'e çabuk buraya gel, ben neredeysem orada olacaksın dediğini, davalının müvekkilinin annesinin üzerine yürüyüp iki eliyle göğsünden ittirerek yere yıktığını, olayın polise yansıdığını, aynı gün davalının teyzesinin evine gittiğini ortak haneye bir daha dönmediğini, müvekkilinin aramalarına ve mesajlarına dönmediğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilini evliliğin başından beri hiçbir zaman bir birey olarak görmediğini, gerek davacı gerekse ailesinin sürekli olarak müvekkiline 'sen kimsin' diye başlayan cümlelerle baskı yaptığını, tarafların hiçbir zaman çekirdek aile olamadığını, tarafların evliliğine sürekli olarak davacının ailesinin müdahale ettiğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, maaş kartını dahi elinden aldığını, son olayda müvekkilinin davacının annesi ve ablası tarafından darp edildiğini, darptan sonra ortak haneye gelmeye korktuğunu, davacının her akşam alkol aldığını, alkol aldığında kustuğunu, kontrolden çıktığını, ortak çocuklarla ilgilenmediğini, müvekkilini defalarca evden kovduğunu, hakaret ettiğini, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, müvekkil lehine dava tarihinden itibaren aylık 1.000 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar lehine dava tarihinden itibaren öncelikle tedbir olmak üzere aylık 1.500’er TL iştirak nafakasına, müvekkil lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, kadının eşinin ailesini istemeyerek, evlilik sorumlulukların yerine getirmeyerek kusurları söz konusu olsa da, söz konusu kusurunun en azından eşine oranla daha az olduğu, davacı- karşı davalı erkeğin eşine ekonomik ve psikolojik şiddet uygulayarak, ayrıca ailesinin fiziki müdahalede bulunup şiddet göstermelerine tepki göstermeyerek, alkol kullanımının sorun yaratacak bir boyuta gelmesi ile ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl boşanma davasının ve kadının karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL tedbir, aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadının nafaka talebinin reddine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, müvekkilinin evliliği kurtarmak için elinden gelen çabayı gösterdiğini, davalı- davacı yanın isteksiz ve yapıcı olmayan davranışları sebebiyle evliliklerinin boşanma aşamasına geldiğini, kadının davasının ve fer'i taleplerinin kabulü ve velayet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı- davalının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle usul ve yasaya aykırı olan Mahkeme kararının kaldırılmasına, erkeğin davasının kabulü, kişisel ilişki, fer'î taleplerinin reddedilen kısımları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- davacı kadının tedbir nafakası talebinin reddi ve maddî -manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile 70.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, müvekkilinin evliliği kurtarmak için elinden gelen çabayı gösterdiğini, davalı- davacı yanın isteksiz ve yapıcı olmayan davranışları sebebiyle evliliklerinin boşanma aşamasına geldiğini, kadının davasının ve fer'i taleplerinin kabulü ve velâyet yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı- davalının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle usul ve yasaya aykırı olan Mahkeme kararını kaldırılmasına, erkeğin davası, kişisel ilişki, fer'î taleplerinin reddedilen kısımları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı,kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, nafakalar, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuklar 2011 doğumlu İhsan ile 2016 doğumlu ...’in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.İlk Derece Mahkemesi kararının (2), (3)numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkeğin tüm, kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin Kadir'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Elvan'a iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.