"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/395 E., 2023/618 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/615 E., 2020/259 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evinin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, eve yiyecek içecek almadığını, müvekkilinin zaman zaman Tekirdağ'daki annesine ziyarete gelip annesinden yiyecek taşıdığını, erkeğin sorumsuz davrandığını, yıllık izine çıktığında maaşını alıp arkadaşlarıyla yemeye içmeye harcadığını, eve geldiğinde yemek yemediğini, dışarıda yediğini söyleyerek eline telefon alıp oyun oynadığını, aile bütünlüğüne önem vermediğini, erkeğin sabahlara kadar telefonda oyun oynadığını, müvekkili erkekten oyunu bırakmasını istediğinde ise elindeki eşyaları müvekkiline fırlattığını, müvekkiline vurduğunu, müvekkili canım yanıyor dediğinde erkeğin "...Sen benim canımı çok yaktın mahkemelerde..." diyerek intikam aldığını beyan ettiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınmasına, boşanmaya dair ilam kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, küçük ... yararına dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınmasına, boşanmaya dair ilam kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminat bedelinin erkekten alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; tarafların ilk olarak 2014 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerini Tekirdağ Aile Mahkemesi'nin 2015/215 Esas, 2016/822 Karar sayılı ilamı ile boşanarak sonlandırdıkları, sonrasında tekrar bir araya gelerek 2018 tarihinde yeniden evlendikleri, tarafların bu evliliklerinden ortak bir çocuklarının bulunduğu, tarafların her iki evliliklerinde de birbirlerini severek ve isteyerek evlenmelerine rağmen her iki evliliklerinde de daha başından itibaren erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle sorunların yaşanmaya başladığı, müvekkilinin kayın validesinin Tekirdağ İline taşınmaları konusunda evlerine gelip gittikçe erkek üzerinde baskı oluşturmaya başladığı ve kızının kafasını bu konuda iyice karıştırdığı ve kızını zorlamaya başladığı, kadının erkeğe hakaret ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların evliyken boşandıkları, daha sonra 18.12.2018 tarihinde yeniden evlendikleri, davalı-davacı erkeğin evine bakmadığı, evin geçimi, bakım ve iaşesini sağlamadığı, eşinin ve çocuğunun ihtiyaçlarını temin etmediği, evlilik birliğinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediği, eşine küfür ve hakaret ettiği, onu tehdit ettiği, şiddet uyguladığı, ailesinin evliliğe müdahale etmesine kayıtsız kaldığı, tüm bunlarla birlikte kendi ailesinin de eşine hakaret ettiği, ailesinin bu tutumuna karşı eşini korumadığı, ailesinin bu tavrına sessiz kaldığı, buna karşın davacı-davalı kadının da yaşadığı ilçeyi beğenmediği, sürekli şikayet ettiği, annesinin de etkisinde kalarak eşine sürekli Tekirdağ'a taşınmak için baskı yaptığı, kadının annesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiği, kadının bu duruma kayıtsız kaldığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu, gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu 2015 doğumlu ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için ara karar ile bağlanmış olan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarda iştirak nafakası olarak davalı-davacı babadan alınarak ortak çocuğa velâyeten davacı-davalı anneye verilmesine, davacı-davalı için kadın bağlanan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-davalı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, davalı-davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın ispat edilmediğini, davacı-davalı kadının tanıklarının beyanlarının doğru olmadığını, görgüye dayalı tanıklık yapmadıklarını, velâyet konusunda düzenlenen raporun yetersiz olduğunu, iki haftada bir sınırlı saatlerde kişisel ilişki kurulmasının çoçukla baba arasındaki iletişimdeki eksikliği telafi edemeyecek kadar yetersiz olduğunu, davacı-davalı kadının evliliğin sona ermesinde tam kusurlu olduğunu, davalı-davacı erkeği ailesinin ve çevresinin önünde küçük düşürdüğünü, onur kırıcı sözler söylediğini, evliliğin başlangıcından itibaren gerek ailevi gerek başka konularda sıklıkla yalana başvurduğunu, ailesinin tarafların evliliğine müdahalede bulunduğunu, bitmeyen parasal istekleri olduğunu belirterek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kişisel ilişki, kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi kararı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; asıl davanın ispat edilmediğini, davacı-davalı kadının tanıklarının beyanlarının doğru olmadığını, görgüye dayalı tanıklık yapmadıklarını, velâyet konusunda düzenlenen raporun yetersiz olduğunu, iki haftada bir sınırlı saatlerde kişisel ilişki kurulmasının çoçukla baba arasındaki iletişimdeki eksikliği telafi edemeyecek kadar yetersiz olduğunu, davacı-davalı kadının evliliğin sona ermesinde tam kusurlu olduğunu, davalı-davacı erkeği ailesinin ve çevresinin önünde küçük düşürdüğünü, onur kırıcı sözler söylediğini, evliliğin başlangıcından itibaren gerek ailevi gerek başka konularda sıklıkla yalana başvurduğunu, ailesinin tarafların evliliğine müdahalede bulunduğunu, bitmeyen parasal istekleri olduğunu belirterek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kişisel ilişki, kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi kararı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar ve velâyet, kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.