"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1048 E., 2023/1102 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/837 E., 2023/30 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin antidepresan bağımlısı olduğunu, kullanmadığı zamanlar şiddet bağımlısı olduğunu, müvekkilinin giyimine karıştığını, müvekkiline eşi değil de kölesi gibi davrandığını, hem psikolojik hem de fiziksel olarak şiddet uyguladığını, annesini ön planda tutarak müvekkilini sürekli yok saydığını, annesinin dolduruşuna geldiğini, müvekkiline olan psikolojik ve fiziksel şiddetine müvekkilinin hamile olmasının bile engel olmadığını, müvekkilinin babasının üzerine yürüdüğünü, erkeğin babasının müvekkilini darp ettiğini, şikayet üzerine soruşturma dosyası açıldığını, karakolda ifade verilirken erkek ve ailesinin bu hareketlere devam ederek ortak konuttaki ev anahtarını değiştirdiklerini, müvekkilinin bu durumdan komşuları sayesinde haberi olduğunu, erkeğin, müvekkilinin istemediğini söylediği halde cinsel ilişkiye zorladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının yemek, temizlik, çamaşır, bulaşık gibi işleri yerine getirmediğini, öz bakımını yapmadığını, sürekli üst katta oturan ailesinin yanında olduğunu, hakaretler ettiğini, çalışmasına rağmen kazancını kendi uhdesinde tuttuğunu, müvekkiline vurduğunu, başka erkeklerle kıyas yaptığını, evin mahremiyetini kendi ailesine ifşa ettiğini, müvekkilinin inancına küfür edildiğini, yahudi olduğuna kadar türlü sözlerle muhatap kaldığını, müvekkilinin askerde sağ gözde oluşan sıkıntıdan dolayı müvekkiline antidepresan verildiğini, müvekkilinin kayınbabasının, müvekkiline küfür ettiğini, kadının, müvekkili ile ilgilenmediğini, çocuk doğduktan sonra müvekkilinin ailesini evde istemediğini iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, olmadığı takdirde ortak velâyete, erkek yararına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin annesinin müdahalesine sessiz kaldığı, aşırı kıskanç davrandığı, bu sebeple evin perdelerini açtırmadığı, çalışmasını istemediği, kadını "kambur, yüzünde niye sivilce çıkıyor, kanser misin kovayı tutamıyorsun" şeklinde konuşarak aşağıladığı, kadının da erkeği başka erkeklerle kıyasladığı, "şerefsiz" diyerek hakaret ettiği, eviyle ilgilenmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, düzenli geliri olan kadının yoksulluğa düşmeyeceği, eşit kusurlu tarafların tazminat taleplerinin reddi gerektiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların arasında uzun zamandır geçimsizlik bulunduğu, her iki tarafında kök ailesinin evliliklerine aşırı müdahale ettikleri, tarafların da bu duruma sessiz kaldıkları, davalı-karşı davacı erkeğin ve annesinin kadına " kambur, yüzünde neden sivilce çıkıyor, kanser misin, kovayı tutamıyorsun kas eksikliğimi var" diyerek onu aşağıladıkları, davalı-karşı davacı erkeğin aşırı kıskanç olduğu, kadının çalışmasını bu nedenle istemediği, kadının kök ailesini istemediği, eşi ile doğumu sırasında ilgilenmediği, kadının hamile olduğu dönemde ona fiziksel şiddet uyguladığı, en son aralarında yaşanan olayda kadının annesinin erkeğe daha önce kadına söylemiş olduğu "seni kullanıp attım, benim dayağıma katlanacaksın" sözlerini söyleyip söylemediğini sorduğunda "ben adamım, erkeğim söyledim" diyerek cevap verdiği, akabinde davacı-karşı davalı kadın ve babasının üzerine yürüdüğü, şiddet uygulamaya yeltendiği, evin kilidini değiştirdiği, her iki tarafında ziynet eşyalarının zekatının verilmesi hadisesinde inatlaştıkları, birbirlerini kışkırtıcı davrandıkları, davacı-karşı davalı kadının eşini başka erkeklerle kıyasladığı, erkeğe "şerefsiz" diyerek hakaret ettiği, ev işlerini yeterince yapmadığı, bu kapsamda tarafların evliliğinin sonlanmasına neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespitinin ve gerekçesinin düzeltilmesine, ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.