"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/259 E., 2023/812 K.
KARAR : Kararın kısmen kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/986 E., 2021/538 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli küfür ettiğini, evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davrandığını, en ufak tartışmada evi terkettiğini aylarca gelmediğini, dön çağrılarına rağmen eve dönmediğini aksine küfür ve hakaretler ile cevap verdiğini, tarafların yedi aydır ayrı yaşadığını ve evlilik birliğinin fiilen sona ermiş olduğunu, ortak çocuklara bakmadığını, onları yetiştirme ve evlilik birliğinin giderlerine katılmadığını, iftira attığını, evlilik birliği içinde yardım ve dayanışma yükümlülüğünü de ihmal ettiğini, erkeğin annesinin ve ailesinin kadına karşı sürekli hakaretlerde bulunduğunu, yatakları ayırdığını, kadına ait dokuz adet bileziği, 50 adet çeyrek altını, tam altını, 2 adet kolye, yüzük, bilezik ve küpeyi zorla bozdurduğunu, sadakatsiz davrandığını, ortak konutu beraber seçme hakkını da ihlal ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kadın ıslah dilekçesi ile talebini artırarak ziynet eşyalarının değerinin 50.181,90 TL olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeği evden kovduğunu, düğün günü ziynet takılarını amcası ve amcasının eşi aracılığıyla babasına gönderdiğini, 50 Adet Çeyrek altını da bozdurarak kadının bilgisi dahilinde araç satın alındığını, kalanlarla ise borçların kapatıldığını, halen borç ödemeye devam ettiğini, kadının hamilelik döneminde kendisine zarar vermeye çalıştığını ileri sürerek, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, kadına karşı ortak çocuğun kendisinden olmadığını söylediği, kadınla ilgilenmediği, dışarıda gezerek evini ihmal ettiği,ortak konutun iaşesi ile ilgilenmediği, kadının saçlarını yolarak darp ettiği, geceleri eğlence mekanlarında bulunarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, erkeğin cevap ve 2.cevap dilekçesinde delile dayanmadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 400,00'er TL tedbir, 400,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına ise 300,00 TL tedbir ve aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ziynet eşyaları yönünden yapılan değerlendirmede ise erkeğin dilekçeler aşamasında düğün günü davacı kadının ziynet takıları ve bilezikleri kendi babasına gönderdiğini ancak kendilerine 50 tane çeyrek altının kaldığını, bu altınları da bozdurduklarını ve araç aldıklarını geri kalanı ile de bir kısım borçlarını ödediğini bu eylemlerinde davacı kadının rızası ile olduğunu beyan ettiği, çeyrekler yönünden ikrarda bulunduğu, diğer yönden ise inkar ettiği fakat herhangi bir delile dayanılmadığı, düğünde 9 adet 10'ar gramdan 22 ayar altın bilezik, 1 çift 14 ayar altın 3 gram ağırlığında küpe, 1 adet 14 ayar 3 gram altın alyans yüzük, 1 adet 14 ayar 4 gram altın alyans yüzük, 1 adet 14 ayar 6 gram altın kolye olarak kabul edilen ziynet eşya takıldığı, ayrıca mahkemece tarafların paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilen, düğünde tutulan ortak torbaya da 50 adet çeyrek altın atıldığı, kadının çeyrek altın haricindeki takıları erkeğe verdiğinin tanık beyanlarıyla ispatlandığı, erkeğin ise çeyrek altınlar haricindeki takıların kendisinde olmadığı hususunda bir delil bildirmediği, böylece karşı ispat külfetinin üzerinde kaldığı, ancak 50 adet olarak kabul edilen çeyrek altınların yarısının bizzat davalı erkeğin mülkiyetine ait olduğu, diğer yarısının ise davalının beyanına göre rıza kapsamında alındığının beyan edilmesi ancak ispat külfetinin yerine getirilememesi karşısında 25 adet çeyrek altının erkekten alınarak kadına ödenmesi gerektiği gerekçesiyle kadının ziynet alacağına ilişkin davasının kısmen kabulüyle gerekçeli kararın 3 numaralı bendinde kalem kalem sayılan ziynet eşyaları ile 25 adet çeyrek altının erkekten alınarak kadına iadesine, kadının kalan 25 adet çeyrek altına yönelik talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma ve ziynet alacağı davası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince erkeğin kadının saçlarını yolarak darp etme olayının tarafların birinci çocuklarının doğumundan hemen sonra olduğu, tarafların bu olayadan sonra uzunca bir süre birlikte yaşadıkları ve akabinde ikinci çocuklarının olduğu böylelikle kadının erkeğin bu eylemini affettiği en azından hoşgörüyle karşıladığının kabulünün gerektiği, bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği yine boşanmayı gerektirecek nitelikte olacak şekilde erkeğin geceleri eğlence mekanlarında bulunarak güven sarsıcı davranışlarda bulunması eyleminin ise kanıtlanamadığı bu kusurun da erkeğe yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durumda ve yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları kapsamında davalı erkeğin; eşine küfür ettiği, ikinci çocukları için akrabalarına “bu çocuk benden değil” şeklinde kadını küçük düşürücü sözler söylediği, evi ve eşiyle yeteri kadar ilgilenmeyerek birlik görevlerini yeteri kadar yerine getirmediği, buna karşı davacı kadına ise izafe edilecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, erkeğin yine tam kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına takdire edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın, ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı davası yönünden yapılan değerlendirmede ise; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bizzat davacıdan aktarıma dayalı olduğu, net ve kesin beyanlar olmadığı, bu nedenle davacı kadın tarafından dava konusu ziynetlerin erkek tarafından zorla elinden alındığına ilişkin iddiasının dinlettiği tanık beyanları ile ispat edilemediği Ancak, davalının 50 tane çeyrek altını bozdurduğu bir kısmı ile araç alındığı diğer kısmı ile de borçların ödendiğine yönelik ikrarı nazara alındığında bu altınlar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davalı tarafından harcandığı kabul edilen 50 adet çeyrek altın yönünden davanın kısmen kabulüne, 50 adet çeyrek altın dışında kalan diğer ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü ile davanın düğünde takılan ziynetlerden olan çeyrek altınların tarafların paylı mülkiyetinde olduğuna yönelik hatalı değerlendirme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarları, reddedilen 25 adet çeyrek altına yönelik istinaf itirazları ile davalı erkeğin kusur belirlemesi, kadının kabul edilen bir kısım ziynet alacağına yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kusurun yukarıda gösterilen şekilde düzeltilerek yeniden belirlenmesine, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan her biri yararına 750,00'şer TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının ziynet eşyasına yönelik davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 50 adet çeyrek altının davalı erkekten alınarak davacı kadına aynen iadesine, 9 adet 10'ar gram altın bilezik, 1 çift 14 ayar 3 gram küpe, 1 adet 14 ayar 3 gram altın alyans yüzük, 1 adet 14 ayar 4 gram altın alyans yüzük, 1 adet 14 ayar 6 gram altın kolye'ye yönelik taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliği içerisinde sorumluluklarını yerine getirmediğini, kadının hamileliğinde dahi onunla ilgilenmediğini, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının çalışma imkanı olmadığını, çocukların küçük olduğunu, ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının düşük kaldığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının çalışması nedeniyle yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğunu, miktarın yüksek olduğunu, mahkemece davalı erkeğe önce tanık bildirmesi için süre verildiğini, sonrasında ise tanık deliline dayanmaması nedeniyle tanık dinletme talebinin reddedildiğini, bu usuli işlemin hukuka aykırı olduğunu, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, kadının tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, görgüye dayalı beyanları olmadığını, kadının baskısı sonucunda erkeğin evden ayrılmak zorunda kaldığını, kadının tam kusurlu olduğunu, istinaf talepleri kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen harcın iade edilmemesi, davacı tarafın harcından da mesul tutulması ve erkek yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile miktarı, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı ile kazanmış ise miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının ortak çocukların ihtiyaçları ile orantılı olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının günün ekonomik koşulları ve tarafların kusur derecelerine göre düşük olup olmadığı ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin verilen hükmün hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda (2) nci paragrafta belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.