Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6394 E. 2024/2652 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak hükmedilen boşanma kararı, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, davalı erkeğin kusurlu bulunması ve boşanmaya, maddi-manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1265 E., 2023/423 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/972 E., 2020/220 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalıdan kaynaklanan sorunlar nedeniyle geçimsizlik yaşadıklarını, davalının fiziksel şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, küçük düşürücü davranışta bulunduğunu, davacının ailesine ağır hakaret ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 26.03.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalının çocuklarının gözü önünde davacıya pek kötü muamele onur kırıcı davranışları ile iç huzurunu ve kendine güvenini sarstığını, aşağıladığını, ağır küfürler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kontrolsüz öfkesinin şiddete dönüştüğünü, davacıya ve ailesine sinkaflı küfürler ettiğini, hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, sosyal bütünlüğüne saldırıda bulunduğunu, kadınlık onurunun rencide edildiğini, evliliğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, tehdit ve baskı uyguladığını, davalının çocukları ile paylaşımı olmadığını iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî tazminat ile 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının evlilikleri süresince tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiğini, fiziksel ve psikolojik bir şiddet uygulamadığını, dava dilekçesinde belirtilen tüm iddiaların asılsız olduğunu, davalının hiç bir kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, söz hakkı vermediği, ailesine küfür ettiği, müşterek çocuğa hakaret ettiği, beyanı alınan ve aynı zamanda tarafların ortak çocukları olan tanık anlatımlarından anlaşıldığı, davalı tanıklarının soyut açıklamadan ibaret beyanlarına itibar edilmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluşmadığından 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince açılan boşanma davasının reddine, davacı için taktir edilen aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 300.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının boşanma davasının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul edilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.