Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6397 E. 2024/5342 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusurun ağırlığının tespiti, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/309 E., 2023/678 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/437 E., 2022/14 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, cinsel birliktelik kurmadığını, sadakatsiz olduğunu, erkeğe hakaret ettiğini, sürekli uyuduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, eşyalara zarar verdiğini, küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, yüzüğünü çıkarıp evi terk ettiğini, tehdit ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, faizi ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı- davacı kadının evlililik birlikteliğinin sorumluluklarını yerine getirmediği, yemek ve temizlik yapmadığı, davalı-davacı kadının davacı-davalı eşine hakaret ettiği, 'aptal, gerizekalı, koca kafalı' dediği, davalı-davacı kadının başka erkeklerle mesajlaştığı ve güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu anlaşılmış, buna karşılık davalı-davacı tarafın davacı erkeğin parmağını kırdığı iddiası ve davalı-davacı kadının diğer iddiaları ispat edilemediği ve bu durumda davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu, davacı-davalı erkeğin ise kusursuz olduğu, bu durumda davalı-davacı kadının ağır kusurlu hareketleri sonucunda ortak hayatın devamının kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, 4721 sayılı Kanun`un 162 nci maddesine dayalı davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun`un 162 nci maddesine dayalı davasının reddine, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın ispatlanamadığından reddine, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine, davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı - davacı kadının tanığı annesi Müjgan`ın beyanı ile erkeğin kadına son zamanlarda "kilo aldın, ayı gibi oldun, anne ... kilo veremez" diyerek kadını aşağıladığı vakıasının sabit olduğu, bu vakıanın davacı - davalı erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, buna göre İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı - davacı kadının kusurlu davranışları da birlikte değerlendirildiğinde; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı - davacı kadının ağır, davacı - davalı erkeğin az kusurlu olduğu, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin sabit olduğu, davacı - davalı erkeğin, kadının birleşen davasına yönelik itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının davalı - davacı kadının birleşen davası yönünden gerçekleştiği, olayların akışı karşısında davalı - davacı kadının birleşen davayı açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının birleşen davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının birleşen davasının reddinin doğru olmadığı, davalı - davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile kadının birleşen davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekmekte ise de davacı - davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, kadının birleşen boşanma davası konusuz kaldığı, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedeceği, davacı - davalı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçeleri ile davacı - davalı erkeğin tazminatların miktarına, davalı - davacı kadının birleşen davanın reddine ve kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasından birleşen davanın reddine ilişkin 2. bendinin, birleşen davada harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin 9., 11., 12. bentlerinin, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin 3. ve 4. bentlerinin hüküm fıkrasından kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı - davacıdan alınarak davacı - davalıya verilmesine, davalı - davacı kadının birleşen boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı-davalı kadın yararına vekâlet ücreti takdirine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek vekili; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında kusurun ağırlığının kimde olduğu, davacı-davalı erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun`un 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.