Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6404 E. 2024/3126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat miktarlarının tespiti ve nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların kusur oranları, sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, erkeğe hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle, kararın tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/744 E., 2023/711 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/609 E., 2022/126 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve fer'îleri talepli davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının ve babasının Mersin ilinde işi olan müvekkiline Ankara'ya gelmesi, geldiğinde ona iş bulacaklarını vaat ettikleri fakat müvekkili Ankara'ya geldiğinde müvekkilinin konumuna uygun iş bulmadığını, davalı-karşı davacı kadının müşterek haneye geç geldiğini, .... isimli kişiden hediyeler aldığı ve bu kişiyle cinsel içerikli mesajlaştığını, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacı kadından alınarak müvekkiline verilmesini, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı kadından alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde; açılan davanın haksız olduğunu, davacı-karşı davalı erkeğin tembel davranışlar sergilediğini, iş aramak için uğraşmadığını, sürekli alkol aldığını, iddia oynadığını, kullandığı psikolojik ilaçlar nedeniyle cinsel hayatının bitme noktasına geldiğini, müvekkiline evlilik boyunca sürekli hakaret ettiğini, ayrıca uyuşturucu kullandığını, eşi masum olmasına rağmen sadakatsizlik iftirasını attığını savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, bu nedenle asıl davanın reddine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, lehine 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin sürekli şekilde iddia oynadığı, kullandığı psikolojik ilaç nedeniyle cinsel hayatlarının bitme noktasına geldiği, diğer kusurlarının ise muteber delillerle ispatlanamadığı, davalı- karşı davacı kadının eşinin Mersin ilinde mevcut bir işi olmasına rağmen kendisi ve babasının iş bulma vaadiyle Ankara'ya gelmesini sağladıkları ve uzun süre kendisine iş bulamadıkları, davalı- karşı davacı kadının müşterek haneye geç geldiği, .... isimli şahısla da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun telefon görüşme trafiğinden sabit olduğu, yapılan kusur değerlendirmesinde davalı- karşı davacı kadının ağır, davacı- karşı davalı erkeğin ise eşine göre daha hafif kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı- karşı davacı kadının Akbank'ta çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu, davacı- karşı davalı erkeğin ise dava tarihinden 2021 yılı 5. ayına kadar iş bulamadığı, bir gelirinin olmadığı, 2021 yılı 5. ayından itibaren kendisinin düzenli bir işinin olduğu ve SGK kayıtlarından kontrol edilen maaş miktarı gereği boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, boşanma nedeniyle erkeğin mevcut veya beklenen menfaatlerinin haleldar olması nedeniyle tarafların kusur durumları, mali sosyal vaziyetleri, paranın alım gücü, enflasyon değerleri, kadının kusurlu davranışlardan eve geç gelmesi ve güven sarsıcı davranışlar eylemleri nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kişilik haklarının ihlal edildiği sübuta ermiş olmakla tarafların kusur durumları, mali sosyal durumları, paranın alım gücü, enflasyon değerleri, hakkaniyet ilkesi gereği gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, dava tarihinden erkeğin çalışmaya başladığı 2021 yılı Mayıs ayına kadar aylık 700,00 TL tedbir nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, 40.000,00 TL maddî tazminat ile 40.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davacı-karşı davalının gelir getirici bir işte çalışmaktan imtina ettiğini, sürekli borçlanarak müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, davacı-karşı davalının esrar içtiğine ilişkin yazışmalara hiçbir yazılı ve sözlü itirazı olmadığını, davacı-karşı davalının iddialarını ispatlayamadığını, erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, erkeğin nafaka taleplerininde reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, asıl davanın reddine, karşı davanın ve tazminat taleplerinin kabulüne, asıl ve karşı davada tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı- karşı davalı erkeğe yükletilmesini talep ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu ve isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davacı-karşı davalının gelir getirici bir işte çalışmaktan imtina ettiğini, sürekli borçlanarak müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, davacı-karşı davalının esrar içtiğine ilişkin yazışmalara hiçbir yazılı ve sözlü itirazı olmadığını, davacı-karşı davalının iddialarını ispatlayamadığını, erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, erkeğin nafaka taleplerininde reddi gerektiğini asıl davanın reddine, karşı davanın ve tazminat taleplerinin kabulüne, asıl ve karşı davada tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı- karşı davalı erkeğe yükletilmesi gerektiğini belirterek erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile yargılama gideri ve vekâlet ücretleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma ve fer'îleri davalarında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırıya ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.