"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2762 E., 2023/920 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/906 E., 2022/517 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın kendisinin sunduğu dava ve vekili aracılığıyla sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, davacının evin sorumluluklarını tek başına üstlendiği, davalının işi ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmediğini vergilerini ödemediği ve kaçak elektrik kullandığı için icra dosyalarının olduğunu, cezalarını davacının ödediğini, kaçak bahis sitelerinden bahis oynadığı, sosyal ortamlarda nasıl davranması gerektiğini bilmediğini, yalan söylediği, iş çevirdiği, haysiyetsiz hayat sürdüğü, davacıya hakaret ettiği, bu yaşananlardan ortak çocukların psikolojisinin olumsuz etkilendiği, davalı ve ailesinin çocuklara psikolojik baskı yaptığı, davalının ani tepkisi nedeniyle çıkan tartışmada kadını ve çocukları bir odaya kitlediği komşuların araya girmesiyle kadın ve çocukların odadan çıktıkları, davalının eve 21.00'da gelip saat 03.30'da gittiği, tarafların sosyal ortamlarının davalı yüzünden olmadığı, davalının kök ailesinin müşterek haneye karıştıkları, davacıyı sürekli eleştirip başkalarıyla kıyasladığı, ikinci çocuklarının doğumundan sonra tarafların ayrı odada uyuduklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafaka miktarının her yıl ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini boşanmak istemediğini, davacının kız kardeşi ile yaşadığı sorun sonrasında evi terk ettiği sonrasında tarafların ayrı eve çıktığı, bu evi satın aldıkları ödeme için gerek krediye davacının memur olması nedeniyle davacı üzerine çektikleri ödemeyi müştereken gerçekleştirdikleri, davacının eğitimini sonradan tamamlaması için ona yardım ettiğini, davacının bu zor dönemde psikolojik destek aldığını, kendi iş yerine ait borçları kendisinin ödediğini, işinin evine uzak olmasın nedeniyle evden erken saatte çıktığı, işini bittiğinde evine döndüğü, kendisine yüklenecek kusurun bulunmadığını, davacının kendisini affettiğini, davacı kadının 23.11.2021 tarihinde ortak konuta gelmesini istemediğini söyleyerek ortak konuta gelişinin engellendiğini iddia ederek davanın 1 yıl ertelemesini aksi halde kadının davasının reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; evin geçimine tam katkıda bulunmayarak eşler arası dengesizliğe yol açan, günün çok uzun kısımını dışarıda geçirmekle ailesine manevî ilgi göstermeyen, iddia ve bahis oynayarak tartışmaya neden olan, borçları nedeniyle diğer eşi maddî külfet altına sokan, eşi ve çocukları bir odaya kilitleyerek eş ve çocuklara psikolojik baskı uygulayan davalı tarafın tam kusurlu kabul edilmesi gerektiği, dava tarihinden önceki döneme denk gelen 2021 yılının ilk aylarından itibaren ayrı yaşamaya başladıkları anlaşılan taraflardan davacı kadının bir araya gelme iradesinin bulunmadığı ve boşanma konusunda kararlı olduğu, davalı erkek tam kusurlu kabul edildiğinden boşanmaya itirazının dikkate alınamayacağı, ayrıca boşanmaya ilişkin iş bu davada dosya kapsamına göre ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı mümkün bulunmadığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 170 inci maddesi uyarınca ayrılığa karar verilmediği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların kesinleşmeyi takip eden yıldan itibaren geçerli olmak üzere heryıl TÜİK'in belirlediği TEFE-TÜFE ortalaması oranında arttırılmasına, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 166 ıncı, 169 uncu ve 170 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.