"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/601 E., 2023/838 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/185 E., 2021/1160 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, ortak üç çocuklarının olduğunu, davalı-karşı davacının daha önce de müvekkili aleyhine boşanma davaları açtığını ancak feragat ettiğini, davalı-karşı davacının ikiz kardeşine aşırı düşkün olduğunu ve ikiz kardeşinin eşinin iflas ettiğini bu nedenle eşini bırakarak davalı-karşı davacının evine üç çocuğuyla beraber yerleştiğini, davalı-karşı davacının ve ikiz kardeşinin tarafların ortak çocuklarından birini kolundan diğerini ise topuğundan bıçakladıklarını, davalı-karşı davacının müvekkiline ve çocuklara ruhsal ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkilinin ortak çocuğun birini yanına alarak evden ayrıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, çocuklarının velâyetlerinin verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî tazminata, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının sinirli bir yapıya sahip olduğunu, müvekkilini bir lafına yok dediği anda dövdüğünü, hatta müvekkiline hamileyken ve çocukların önünde de defalarca fiziksel şiddet uyguladığını, davacı-karşı davalının okulda birlikte çalıştığı bir kadınla ilişkisinin bulunduğunu beyan ederek tarafların boşanmalarına, çocuklardan biri hariç diğer iki çocuğun velâyetinin verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, kendisi için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davalı-karşı davacı kadının İstanbul 4.Aile Mahkemesinin 2019/71 Esas sayılı dosyasıyla davacı-karşı davalı erkek aleyhine açtığı boşanma davasından 17.10.2019 tarihinde feragat ettiği daha sonra İstanbul 14. Aile Mahkemesinin 2020/4 Esas sayılı dosyasıyla yeniden davacı-karşı davalı erkek aleyhine boşanma davası açtığı söz konusu davadan da 18.02.2020 tarihinde feragat ettiği, bu tarihten sonra tarafların barışarak kısa bir dönem bir arada yaşadıkları ancak daha sonra kadının eşine karşı ağır hakaretler ettiği, ortak çocuğu ile davacı-karşı davalı eşini eve almadığı, barışma olayından sonra ise kadının bildirdiği delillerle erkeğin bir kusurunun ispatlanamadığı, Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/55 Esas ve 2020/184 Karar sayılı kararı ile davacı-karşı davalı eş aleyhine ortak çocuğa şiddet uygulamadan ceza davası açılarak davacı-karşı davalının cezalandırılmasına karar verilmişse de bu olaydan sonra tarafların barışmaları nedeniyle söz konusu kusurun af kapsamında kaldığı anlaşılmış olup gerçekleşen duruma göre; boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu kanaatine varılarak asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, 27.05.2007 doğumlu ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar 05.10.2008 doğumlu ile 20.10.2021 doğumlu olanın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuklar için dava tarihinden itibaren (tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde) aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile kararın kesinleşmesinden itibaren 8.000,00 TL maddî tazminat ile 8.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davacı-karşı davalının davasının reddine, müvekkilinin davasının kabulüne karar verilmesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili özetle; her iki davanın tamamı yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin bir kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının kabulü, karşı davanın reddi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.