Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6507 E. 2023/4945 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün önceki bir kararla kaldırılmış olmasına rağmen, son kararında tazminat talepleri hakkında yeniden bir hüküm tesis etmeyip, hukuken geçerli olmayan önceki karara atıf yaparak karar vermesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/889 E., 2023/1187 K.

DAVA TARİHİ : 11.09.2017 - 16.02.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 1999 yılında evlendiklerini, ortak üç çocuklarının olduğunu, tarafların 10.02.2017 tarihinde beri ayrı yaşadıklarını, davalının boşanmada kusurlu olduğunu, alkol aldığını, eşi ve çocuklarına kötü davrandığını, gazino alışkanlığı olduğunu, harcamaları nedeniyle eve haciz geldiğini, müvekkiline borçları kapatmak için krediler çektirdiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, hastalık derecesinde kıskançlığı olduğunu, davalı hakkında koruma kararları verildiğini bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 750,00 TL tedbir ve boşanma kararı sonrasında iştirak nafakası ile müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın birleşen dava dilekçesinde; davalı ile 18 yıldır evli olduklarını, davalının psikolojik sorunlarının ve alkol bağımlısı olduğunu, kendisine ve çocuklarına eziyet ettiğini, çocuklarının da bu durumdan psikolojik olarak etkilendiklerini ve eğitimlerine yansıdığını, davalının alkollü iken kendisine bıçak çektiğini, eşinin yıllık 50.000,00 TL maaşı olmasına rağmen gece hayatı ve alkol harcamaları sebebiyle çocuklarını sefalet içinde büyüttüğünü, davalının çocuklarına maddî ve manevî hiç bir katkısının olmadığını, kendisinin memur olduğunu, borçlardan dolayı eline aylık 250,00 TL kaldığını, son olayda da davalının kendisini iş yerine alkollü bir şekilde gelerek elinde bıçakla ölümle tehdit ettiğini, çantasında olan bütün parasını aldığını, kendisinin bunun üzerine Mersin'e kız kardeşinin yanına geldiğini, tüm bu nedenlerle davalıdan boşanmak istediğini ve ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesini dava ve talep etmektedir.

II. CEVAP

1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların abartılı olduğunu, alkol almasının normal şartlarda olduğunu, davacının bu durumu nişanlı iken bile bildiğini, gazinoya ise senede iki üç kez gittiğini, borçlanmasına neden olmadığını, ailesi ile ilgilendiğini, çocuklarının kendisini sevdiğini, asgari ücret aldığını, kredi çektiğini ödeyememesi nedeniyle haciz geldiğini, şu anda maaşında haciz olmadığını, davacının çektiği kredilerinin harcamasını da kendisinin yaptığını, bu krediden on bin TL sini kendisine verdiğini, hakaret eden birisi olmadığını, kıskanç olmadığını, 09.02.2017 tarihinde beri ayrı yaşadıklarını, eve dönmesi için aracılar gönderdiğini, hakkındaki uzaklaştırma kararlarının davranışları ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davacının doğal hakkı olarak başvuru yapması nedeniyle verilen kararlar olduğunu, Mersin ilinde açılmış bir dava olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazı olduğunu, açılan boşanma davasının reddine, ortak çocuklarının velâyetinin kendisine verilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, kendisinin kötü bir hareketinin, hakaretinin olmadığını, yetkili mahkemenin Ereğli Aile Mahkemesi olduğunu, davacının da Ereğli'de yaşadığını, bu nedenlerle yetkisizlik itirazında bulunduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.03.2019 tarihli ve 2017/520 Esas, 2019/312 Karar sayılı kararıyla; erkeğin alkol alışkanlığının olduğu, ortak çocuklara şiddet uyguladığı, kredi çekip borçlandığı, eve haciz geldiği, kadına hakaret ettiği, kadına şiddet uyguladığı, kadını ölümle ve işini kaybetmesine sebep olmakla tehdit ettiği, kadının işyerine gidip olay çıkardığı, kadına karşı aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu, kadının telefonuna baktığı, kadından boşanmak istediğini söylediği, bu halde, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadına ise atfedilecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin davalı babaya verilmesine, ortak çocuk ...'ın velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba ve anne arasında çapraz kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... lehine dava tarihinden itibaren hükmolunan aylık 375,00 TL tedbir nafakasının çocuğun babasının yanında kaldığını beyan ettiği 27.11.2018 tarihi itibariyle ortadan kaldırılmasına, ortak çocuk Berat lehine dava tarihinden itibaren hükmolunan aylık 375,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesi, hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına, ortak çocuk ... karar tarihi itibariyle ergin olduğundan velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 18.000,00 TL maddî ve 16.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.10.2019 tarih ve 2019/1031 Esas, 2019/1070 Karar sayılı kararı ile; ön inceleme duruşması usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesi doğru bulunmadığından ve bu husus emredici usul kurallarına aykırılık teşkil edip kamu düzenini ilgilendirdiğinden davalının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli ve 2019/722 Esas ve 2020/863 Karar sayılı kararıyla; usulü işlemlerin tamamlandığı, erkeğin, alkol alışkanlığının olduğu, ortak çocuklara şiddet uyguladığı, bu hususun ortak çocuklar tarafından da doğrulandığı, kredi çekip borçlandığı, erkeğin borcu yüzünden eve haciz geldiği, kadına hakaret ettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadını ölümle ve işini kaybetmesine sebep olmakla tehdit ettiği, kadının işyerine gidip olay çıkardığı, kadına karşı aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu, kadının telefonuna güvensizlik nedeniyle baktığı, kadından boşanmak istediğini söylediği erkeğin evlilik birlikteliğinin sona ermesinde tam kusurlu olduğu, davalı tanıklarının beyanları soyut olup, tarafların ilişkine dair görgüye dayalı değil daha çok erkekten duyuma dayalı olduğu için itibar edilmediği, davacı kadının Mahkemece yapılan yargılama esnasında birleşen 2020/37 Esas sayılı dava dosyasından feragat ettiğini beyan ettiğinden iş bu davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği gerekçesiyle kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyeti davalı babaya verildiğinden iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, ortak çocuk Berat lehine hükmolunan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına, ortak çocuk Neslihan karar tarihi itibariyle ergin olduğundan velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 18.000,00 TL maddî ve 16.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının birleşen davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili, ortak çocuk Berat lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarları yönlerinden, erkek vekili ise; kusur belirlenmesi, aleyhine tazminat hükmedilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2021/2421 Esas, 2022/1291 Karar sayılı kararıyla; kadının davası ve birleşen davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olduğu, tarafların boşanmalarına dair verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı kadının dosyanın karar oturumunda birleşen davasından feragat ettiğini beyan ettiği, vaki feragat nedeniyle feragat tarihine kadar olan olayların kadın tarafından affedildiği, bu tarih ve öncesinde gerçekleşen olaylardan ötürü af nedeni ile erkeğe kusur yüklenemeyeceği, bu itibarla erkeğe yüklenen tüm kusurların çıkartılması gerektiği, feragat tarihten sonra gerçekleşmiş bir kusurun ispat edilemediği, erkeğin asıl davaya verdiği ikinci cevap dilekçesinde eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini belirttiği, bu durumda kadın aleyhine ileri sürdüğü vakıaların erkek açısından evlilik birliğini temelinden sarstığının kabulüne imkan bulunmadığı, kadına kusur yüklenmemesinde bir isabetsizlik olmadığı, bu nedenle boşanmaya neden olan olaylarda tarafların kusursuz olduklarının anlaşıldığı, kadın lehine tedbir nafakası taktirinin doğru ve miktarının makul olduğu, davalı baba aleyhine iştirak nafakası takdiri doğru ise de miktarının yetersiz olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yerine; ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin ise reddine, tarafların sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka miktarları ile erkek lehine hükmolunan vekâlet ücreti yönünden; davalı erkek vekili ise kadının kabul edilen boşanma davası ve kusur belirlemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 26.12.2022 tarihli ve 2022/8795 Esas, 2022/10762 Karar sayılı kararı ile; somut olayda; birleşen dava tarihinin 16.02.2017 olup asıl dava tarihi olan 11.09.2017 tarihinden önce olduğu, davacı kadının, 24.12.2020 tarihli celsede münhasıran birleşen davadan feragat ettiğini beyan ettiği, davacı kadının birleşen davadan feragat etmekle birleşen dava tarihinden önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olduğu, davacı kadının birleşen dava tarihinden daha sonra açtığı asıl davaya yönelik bir feragat beyanı bulunmadığı, Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/505 Esas, 2017/441 Karar sayılı dosyası incelendiğinde davalı erkeğin eşine karşı basit yaralama ve basit tehdit suçlarını işlediği sabit görülerek adli para cezalarına hükmolunduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, suç tarihinin ise 18.07.2017 tarihi olduğu, ceza dosyasına esas bu eylemlerin suç tarihi, birleşen dava tarihi ile asıl dava tarihi arasında olduğu, o halde davacı kadının yalnızca birleşen davadan feragat ettiği, asıl davaya yönelik bir feragat beyanının bulunmadığı göz önüne alındığında birleşen dava tarihi ile asıl dava tarihi arasındaki erkeğin ceza dosyasına konu fiziksel şiddet ve tehdit eylemlerini affetmiş olduğu sonucuna ulaşmanın hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince bu durum gözetilerek istinaf incelemesi yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle temyiz edilen hükmün açıklanan nedenle bozulmasına, bozma sebebine göre davacı kadının diğer temyiz itirazlarıyla davalı erkeğin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamına uyulduğu, tarafların boşanmalarına dair verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, davacı kadının birleşen davasını 16.02.2017 tarihinde açtığı, eldeki davanın ise 11.09.2017 tarihinde açıldığı, tarafların ilk dava tarihinden önce fiilen ayrıldıkları, tekrar bir araya gelmedikleri, esas dava tarihinden önce erkeğin Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/505 esas sayılı dosyasına kayden görülen kamu davasına konu kasten yaralama ve tehdit eylemlerini ika ettiği, konu eylemlerden ötürü cezalandırıldığı ve fakat hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, kadının karar oturumundan önce münhasıran birleşen davasından feragat ettiği, feragatinin sadece birleşen davasına yönelik olduğu, dolayısıyla esas dava yönünden kadının feragatinden bahsedilemeyeceği, Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/505 Esas sayılı dosyasına konu tehdit ve fiziksel şiddet eylemleri dışındaki erkeğin tüm kusurlarının birleşen davanın açılmasından öncesine ilişkin olduğu ve af kapsamında kaldığı, erkeğin kadının kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın ve ortak çocuk Berat lehine tedbir nafakası takdiri doğru miktarları ise makul olduğu, yapılan yargılama sonucunda kusursuz bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri doğru, tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre ve İlk Derece Mahkemesinin 2017/520 Esas sırasına kayden yapılan yargılamada verilen tazminata karşı kadının istinafının olmaması nedeniyle davalı lehine usulü kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek tazminat miktarlarının makul olduğu ancak iştirak nafakasının az olduğu anlaşıldığından tarafların sair istinaf istemlerinin esastan reddine, erkeğin kusura yönelik, kadının ise iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Berat'ın ihtiyaçları için çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına nazaran aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin ağır ve tam kusurlu olduğunu, bu sebeple hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarınım çok düşük olduğunu, erkeğin maddî durumunun son derece iyi olduğunu, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarının yetersiz olduğunu, ağır ve tam kusurlu erkek lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek; tazminatların ve ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadının tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmamasının usul ve kanuna uygun olup olmadığı ile erkek lehine hükmedilen vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 353 üncü ve 355 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 169 uncu maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2020 tarih, 2019/722 Esas ve 2020/863 Karar sayılı kararı ile davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin hükmün, Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarih, 2021/2421 Esas, 2022/1291 Karar sayılı kararı ile ortadan kaldırıldığı dikkate alınmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesinin iş bu temyiz incelemesine konu 24.05.2023 tarihli kararında davacı kadının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında yeniden eda hükmü oluşturmaksızın İlk Derece Mahkemesinin hukuken geçerli ve ayakta olmayan 24.12.2020 tarihli kararına atıf yapılarak yazılı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatlar yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.