Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6520 E. 2024/4603 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, tazminat ve nafaka miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/651 E., 2023/1068 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/97 E., 2022/787 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek (asıl) tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ikiz çocuklarının 2018 yılında koruyucu anneye verildiğini, diğer çocuğun da Akşehir çocuk bakım evine alındığını tarafların fiilen 2-3 ay birlikte yaşadıklarını, davalının müvekkilini sürekli dövdüğünü, müvekkilinin kardeşini arayarak "bacını gel götür" dediğini, müvekkilinin bu olay üzerine ortak konuttan ayrılıp kardeşinin evine gittiğini, ancak ailesini bir arada tutmak isteyen müvekkilinin yeniden ortak haneye döndüğünü, erkeğin çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilini ve çocukları ortak konuta kitlediğini, taraflar arasında pek çok ceza dosyasının olduğunu, davalının çocuklara karşı cinsel istismar suçundan da hakkında soruşturma dosyasının olduğunu belirterek tarafların evlililk birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, velâyetin müvekkiline tevdiine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek (asıl) cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, cinsel istismar suçundan beraat ettiğini, 2008 yılında da davacı ile aralarında boşanma davasının görüldüğünü, bu davadan bir yıl önce kadının baba evine gittiğini, kadının ortak konuta dönmesi için ihtar çektiğini, kadının dönmediğini, bu davanın reddedildiğini, 11,5 yıldır ayrı olduklarını, reddedilen boşanma davasında da kadının aynı iftiraları kendisine attığını, kadının ortak çocukları kendisine göstermediğini, istenilen nafakaları ödeyecek gücünün olmadığını belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli, 2019/333 E., 2021/296 K. sayılı kararı ile davacı kadının boşanma davasının kabulü ile kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, 200,00 TL tedbir, 350,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, kararın davalı erkek tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2022 tarihli kararı ile davacı hakkında vesayet araştırması yapılarak sonuca göre karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının akıl hastası olmadığı anlaşılmakla; davalının çocuklarına şiddet uyguladığı, taraflar arasında görülmekte olan bir çok ceza davası dosyası bulunduğu, bunlardan birinin davalının çocuklarına karşı cinsel istismarı dosyası olduğu, davacının kardeşini arayarak "bacını gel götür" dediği, bunun üzerine davacının kardeşinin evine döndüğü, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların çocuklar üzerindeki velâyet hakkının kaldırılmasına, vasi tayini için ihbarda bulunulmasına, kadın yararına koşulları oluştuğundan 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 550,00 TL'ye yükseltilmesine, aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek (asıl) istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile lehine manevî tazminata hükmedilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kadının kardeşine "bacını gel götür" deme kusurunun hatalı olduğu, bu söz üzerine tarafların yeniden bir araya geldiği ve ortak yaşama devam ettikleri, erkeğe yüklenen çocuklara fiziksel şiddet uygulama kusuru bakımından tanık ...'nin beyanının zaman unsuru içermeyen soyut anlatımlardan ibaret olduğu, tanık ...'un beyanının ise duyuma dayalı olduğu, bu vakıanın da erkeğin kusurundan çıkarılması gerektiği, gerçekleşen olaylarda tarafların kusursuz olduğu, bu durumda kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı, bu sebeple yoksulluk nafakası takdirinin yerinde olduğu ancak Dairenin kaldırma kararından önce 350,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu kararın kadın tarafından istinaf edilmediği ve erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine, nafakalara ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, bu konuda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, tarafların kusursuz olduğunun tespitine, davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadının açtığı boşanma davasında kusur kimden kaynaklandığı, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.