"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/46 E., 2023/1097 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnegöl 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/695 E., 2020/846 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 19.06.2008 tarihinde evlendiklerini, ortak üç çocuklarının olduğunu, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, düğünde davacı-karşı davalıya takılan ziynet eşyalarının rızası dışında elinden alındığını ve geri verilmediğini bildirerek, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı-karşı davalıya verilmesine, ortak çocuklar için her ay toplam 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı-karşı davalıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, davacı-karşı davalının iddialarının asılsız olduğunu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsılmasının nedeninin davacı-karşı davalının tutum ve davranışları olduğunu bildirerek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk İlker'in velâyetinin davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına karşı şiddet uyguladığı, en son şiddet olayından sonra davacı-karşı davalı kadının ailesinin yanına geldiği, bu durumun dosya kapsamına alınan Trabzon Aile mahkemesinin 2018/277 D. İş sayılı dosyası kapsamında mevcut adli rapor ve dosyamızdaki tanık beyanlarıyla sabit olduğu, erkeğin kadına hakaret ve küfür ettiği, davacı-karşı davalı kadının ise cinsel birliktelikten kaçındığı, yatağını ayırdığı, bu şekilde taraflar arasında normal bir evlilikte bulunması gerekli sevgi ve saygı bağının ortadan kalkmış olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin davacı-karşı davalı kadına karşı fiziksel şiddet uygulaması, hakaret ve küfür etmesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının ise cinsel birliktelikten kaçınmak suretiyle az kusurlu olduğu; her ne kadar davalı tanıklarının davacı kadının erkeğe küfür ettiğini belirtmişlerse de tanıkların bu yöndeki beyanlarının yer ve zaman bakımından netlik içermemesi nedeniyle bu beyanlara itibar edilemeyeceği; bir an aksi düşünülse bile davacı kadının bu yöndeki davranışı erkeğin hakaret ve küfürlerine ve fiziksel şiddetine tepki olarak yapıldığı kanaatine varıldığı; davacı kadına, erkeğe hakaret ve küfür etme iddiası nedeniyle kusur yüklenemeyeceği; bu haliyle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına; davacı-karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; ortak çocukların velâyetinin uzman raporu, tercihleri, uzun süredir anne yanında kalıyor olmaları nedeniyle davacı anneye verilmesine ve baba ile kişisel ilişki tesis edilmesine; çocuklar lehine 300,00'er TL'den aylık toplam 900,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacı-karşı davacıya verilmesine, iş bu nafakaların karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına,; davacı-karşı davalı kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine; davacı-karşı davacı kadının ziynetlere ilişkin davasını ispat edemediği kanaatine varılarak davacı-karşı davalının ziynet eşyası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve Kanuna aykırı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince delillerin yeterince değerlendirilmediğini, hükmedilen manevî tazminatın hatalı ve fahiş olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı ve boşanmanın fer'ileri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı madddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.