Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6535 E. 2024/4605 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlenmesi, tazminat taleplerinin reddinin isabetliliği, nafaka miktarı ve artış oranının uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/433 E., 2023/782 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/204 E., 2021/823 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik sürecinde zaman zaman, son iki ay içerisinde de sık sık müvekkiline ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, kendi ailesiyle aralarındaki dengeyi sağlayamadığını, ailesine aşırı düşkün olup müvekkiline baskı yaptıklarını, çocukların masraflarını müvekkiline yüklediğini, çocukların okuluyla ilgilenmediğini, her fırsatta Adilcevaz'daki ailesinin yanına gitmeye zorladığını, gizlice meslek değiştirdiğini, müvekkilinin lösemi hastası olduğunu, erkeğin, kadının tedavisiyle ilgilenmediğini, "boşanma davası açarım, çocukları sana bırakmam" diyerek tehdit ettiğini, aşağıladığını, Eylül 2019 tarihinde müvekkilinden izinsiz yatılı misafir kabul ettiğini, müvekkilini kovduğunu, iki ay önce evden ayrıldığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 500.000.00 TL maddî, 500.000.00 TL manevî tazminata, çocuklar için aylık 5.000.00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalara gelecek yıllarda ÜFE oranında artırım yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının bencil ve sabit fikirli olup yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 2017 yılından sonra sadece kurban bayramında Adilecevaz'a yapılan ziyareti sorun ettiğini, müvekkilininden ayrı tatile gittiğini, müvekkilinin babasını ameliyat olduğunda ziyaret etmediğini, araba benim diyerek vermediğini, yakınlarının düğün ve yemek gibi etkinliklerine katılmadığını, sevmediğini, konuşmayacağını söylediğini, tarafların evine sınavları olduğu için gelen müvekkilinin yeğenini sorun yaptığını, müvekkiline küstüğünü, Ocak 2022 tarihinde evden gitmesini istediğini, müvekkilinin de evden ayrılıp gittiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için aylık 750.00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya memur maaşlarına yapılacak yıllık artış oranında artış yapılmasına, 50.000.00 TL maddî, 50.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların birbirlerine sevgi ve saygısının kalmadığı, en ufak şeyden tartıştıkları, ailelere gitme konusunda problemler çıkardıkları, uzun süreli küs kaldıkları, bu haliyle de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, davalı-karşı davacının velâyetten vazgeçmesi her iki davanın kabulü ile sebebiyle çocukların velâyetlerin anneye verilmesine, taraflar eşit kusurlu kabul edilmekle tarafların maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, çocuklar için dava tarihinden 11.11.2020 tarihine kadar aylık 2.000,00 TL tedbir, 11.11.2020 tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 2250.00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi 27.01.2022 tarihli ek kararı ile, tarafların ortak çocukları yararına bağlanan iştirak nafakalarının 21.12.2022 tarihinden itibaren yıllık TÜFE oranında sonraki yıllar için otomatik olarak artırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, reddedilen tazminatlar, nafaka miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu belirterek kadının davasının kabulü, kusur tespiti, nafaka miktarları, reddedilen tazminatlar, nafaka artışı ve yaz döneminde kurulan kişisel ilişki yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkek tarafından, yaz tatilindeki iznini Ağustos ayında kullandığından, bu tarihlerde kişisel iliski kurulması istenildiği, diğer yandan Mahkeme tarafından hüküm fıkrasında çocuklar için iştirak nafakasına karar verilmediği anlaşılmakla davacı kadının iştirak nafakasına, erkeğin kişisel ilişkiye yöneik istinaf talebinin kabulüne, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çoculkların ihtiyaçları, Türk Medeni Kanununun dördüncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında, çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.500.00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, gelecek yıllarda nafakalar TÜİK'in belirlediği TÜFE oranında artırılmasına, baba ile ortak çocuklar arasında yaz tatilinde 1 ağustos 30 Ağustos arası olmak üzere kişisel ilişki tesisine, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, reddedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakasının miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, nafaka miktarlarının fahiş oluşu ve nafakalara artış yapılması ve reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadının ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı ve artış oranı uygulanması noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.