Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6537 E. 2024/4606 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, boşanmaya sebep olan olayların affedilmiş sayılıp sayılmayacağı, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, davacı-davalı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen bozma nedenleri yerinde görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2284 E., 2023/1277 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/266 E., 2021/369 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, sürekli eş ve çocuklara fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, eş ve çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, düzenli bir işte çalışmadığını, eve geç geldiğini, bazen hiç gelmediğini, sürekli sigara, alkol ve uyuşturucu kullandığını, sürekli hakaret ettiğini, bağırdığını, son olayda alkol alıp darp ettiğini, evden kovduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 400.00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, aylık 300.00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, 50.000.00 TL maddî, 50.000.00 TL manevî tazminata (faiziyle) karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

1.Davalı erkek davaya süresinde cevap vermemiş, 25.11.2020 tarihli beyan dilekçesi ile tarafların dava açıldıktan sonra biraraya gelip ... Otel'de tatil yaptıklarını, ancak kadının önceden olduğu gibi otelde de sadakatsiz tavırlarına devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuş ve fer'î taleplerde bulunmuştur.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sürekli çocukları bırakıp evi terk ettiğini, sürekli sebepsiz yere erkek hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını, eşiyle ilgilenmediğini, gece geç saatlere kadar eve komşularını misafir etiğini, Bursa'da oteli terk edip gittiğini, ev eşyalarını eşinden habersiz taşıdığını, banka hesaplarındaki parayı eşinden habersiz çekip yakınlarına havale yaptığını, çocukları görüştürmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, aylık 2000.00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, aylık 1500.00 er TL tedbir-iştirak nafakasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının davasının 03.07.2020 tarihinde açıldığı, dosya içerisinde yer alan Bursa İl Emniyet Müdürlüğü'nün 23.02.2021 tarihli cevabi yazısına bakıldığında tarafların Bursa ... Otelde konakladıkları, 21.07.2020 tarihinde otele giriş yaptıkları, 26.07.2020 tarihinde ise otelden ayrıldıkları, bu durumda kadının iddia ettiği vakaların af kapsamında kaldığı, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise kadının ise birlik yükümlülüğüne uymadığı, ortak haneye geri dönmediği, çocuklar ile davacı erkeği görüştürmediği, birlikte otelde kalınan dönemden önceki vakıaların hükme esas alınmadığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, erkek yararına 9.000,00 TL maddî tazminata, kadının tespit edilen kusurlu davranışlarının davacı erkeğin kişisel haklarını zedeler mahiyette olmadığı anlaşılmakla erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; af durumunun olmadığını, kabul edilse dahi affın iki taraflı olduğunu kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının boşanma davasını açtıktan sonra tarafların bir müddet bir araya gelip birlikte yaşadıklarından dolayı erkeğin kusurlu davranışlarını affetmiş sayıldığı, bu nedenlerle erkeğe kusur verilmemesinin doğru olduğu, kadına verilen kusurlardan birlik yükümlülüğüne uymadığı hususunun vakıa olarak dayanılmadığı dikkate alındığında bu kusurun çıkarılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurların ise sabit olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin, kusura yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kusur dışındaki tüm istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının af nedeniyle reddinin yerinde olup olmadığı ve erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, birlikte yaşamadan sonra gerçekleşen ve erkek tarafından birleşen davada ileri sürülen kadına yönelik iddiaların ispat edilip edilmediği, erkek lehine hükmedilen tazminatların ve kadının ise reddedilen nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.