Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6601 E. 2024/36 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasında, kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tanık beyanları ve tarafların savunmaları değerlendirilerek, davalı kadının kusurlu davranışlarının evlilik birliğini temelinden sarstığının ispatlandığı ve davalı kadının boşanmak istememesinin ve tanıklarının geçimsizliğe dair somut deliller sunamamasının ayrılık kararını engellemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1235 E., 2023/953 K.

DAVA TARİHİ : 23.07.2020

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/362 E., 2022/898 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ortak çocuğun vefatından sonra davalının müvekkiline kötü muamelede bulunup hakaret ettiğini, çocuğun ölümünden müvekkilini sorumlu tuttuğunu, oğlunun mezarını ziyaretine izin vermediğini, ölen oğlu ile ilişkide bulunduğunu belirttiğini, müvekkili adına kayıtlı evi bağış yolu ile kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkiline ait bankada bulunan kıdem tazminatından gelen paranın bir kısmının önce kendi adına devrettirdiğini, daha sonra bu parayı kardeşi adına devrettiğini, evde cinler olduğunu, müvekkilinin ailesi tarafından kendilerine büyü yapıldığını, öldürülmek istendiğini, takip ettirildiğini söyleyerek evdeki tüm eşyaları evden attığını, cuma namazına gitmesine izin vermediğini, müvekkilinin başını şömineye sokup sabaha kadar beklettiklerini, davalı ve kardeşi Asuman'ın defalarca müvekkilinin üzerine yürüdüğünü, 2020 yılı nisan ayından itibaren yattığı odanın kapısını kilitlemeye başladıklarını, müvekkilini en son 20.04.2020 tarihinde evden kovduklarını, müvekkiline şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; çocuğun vefat etmesi nedeniyle davacının ruh sağlığı ile akıl sağlınını bozulduğunu, meydana gelen ölüm nedeniyle kendisini suçladığını, içine kapandığını, dışarıya çıkmaktan korkar hale geldiğini, takip ve tehdit edildiğini söylediğini, kendini öldürmeye kalktığını, şöminedeki külleri odanın ortasına döktüğünü, sonra da üzerinde yuvarlandığını, kendi kendine konuştuğunu, davayı üçüncü kişilerin etkisi altında açtığını, 24.04.2020 yılında ... isimli kimse ile birlikte ortak konuttan ayrıldığını, bir daha da geri dönmediğini, davacının akıl sağlığının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aksi halde aylık 3.000,00 TL tedbir, 4.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık...nin beyanına göre davalının, davacının yüzüne tükürerek "soyun sopun kurusun, öl, geber, senden bıktım" dediği, davalının ablası ...'ın da "bunlar daha iyi günleri daha beter olacak" dediği, davalının bu tanığa davacının başını gece saat 00.00 dan sabah saat 05.30 a kadar şöminenin için sokup çıkardığını anlattığı, davalı kadının davacının çocuğunun mezarına gitmesini, cuma namazına gitmesini yasakladığı, yine tanıklara bütün paraları kardeşine geçirdiğini, emekli maaşını aldıktan sonra da davacıyı kapı dışarı koyacağını söylediği, davacının ablası ve yeğeni ile ilişkiye girdiğine dair beyanda bulunduğu, tanık ...'nin beyanına göre çocuklarının ölümünden dolayı davacıyı suçladığı, davacıyı odaya kilitledikleri, bu suretle davalının kusurlu hareketleri neticesinde evlilik birlikteliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine hükmedilen 2.000,00 TL tedbir nafakasının kararı takip eden ... itibaren 3.000,00 TL'ye çıkarılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının takdiri delil olduğunu, davacının psikolojik durumunun yeterince iyi olmadığını, yeşil reçeteli ilaçlar kullandığını, en azından nafaka bağlanması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı erkeğin vesayet altına alınmasını gerektirir ruhsal bir rahatsızlığının bulunmadığının adli rapor ile tespit edildiği, dosyada dinlenen davacı tanık beyanlarının daha somut, görgüye dayalı, yaşanan olayları anlatmaları nedeniyle hüküm kurmaya elverişli beyanlar olduğu, davalı kadına yüklenen kusurlu davranışların ispat edildiği, davalı kadının boşanmak istememesi ve davalı tanıklarının tarafların geçimsizliğine yönelik görgüye dayalı beyanlarının olmamasının ayrılık kararı verilebilmesi için yeterli olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrarla davanın kabulü, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı ve 175 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.